İZMİR ÇİÇEKÇİLER

İZMİRE ÇİÇEK GÖNDERMEK VE DİĞER ÇİÇEKLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Gül Buketi

siparis


Sandıkta Güller

siparis


Güzel Bir Buket

siparis


Kalpte Güller

siparis


Tek Kutuda Gül

siparis


Cam vazoda Güller

siparis

İZMİRLE İLGİLİ YAZILAR

İZMİR Çiçek , İZMİR Çiçekçi , İZMİR Çiçekçilik , İZMİR Çiçekçiler , İZMİRDE Çiçekçi , İZMİR Çiçek yolla , İZMİR Çiçek gönder , İZMİR Çiçek siparişi , İZMİR Çiçek satışı , İZMİRDEKİ Çiçekçiler, İZMİR Online çiçekçi,

                          DİĞER İLLER İÇİN ÇİÇEK SİPARİŞİ VERİN

 

Çiçekçi Menüsü
Bu bölümde internet üzerinden çiçek siparişi gönderebilir ve göndereceğiniz şehir hakkında bilgi edine bilirsiniz.

ANKARA Çiçek Gönder
---------------------------------
İZMİR Çiçek Gönder
---------------------------------
ESKİŞEHİR Çiçek Gönder
---------------------------------
İSTANBUL Çiçek Gönder
---------------------------------
BURSA Çiçek Gönder
---------------------------------
ANTALYA Çiçek Gönder
---------------------------------
ADANA Çiçek Gönder
---------------------------------
MERSİN Çiçek Gönder
---------------------------------
KONYA Çiçek Gönder
---------------------------------
SAMSUN Çiçek Gönder
---------------------------------
DENİZLİ Çiçek Gönder
---------------------------------
GAZİANTEP Çiçek Gönder
---------------------------------
KAYSERİ Çiçek Gönder
---------------------------------
KOCAELİ Çiçek Gönder
---------------------------------
İZMİT Çiçek Gönder
---------------------------------
EDİRNE Çiçek Gönder

Şu an İZMİR ÇİÇEK bölümündesiniz bu bölümde İZMİR ile ilgili bilgi bulabilir ve İZMİR'E ÇİÇEK gönderebilirsiniz

çiçekçi

İZMİRLE İLGİLİ BİLGİLER - İZMİR ÇİÇEKÇİLİK


Kapak: İzmir'de Karşıyaka'dan bir görünüş.
R
izmir ili, eski çağların çeşitli uygarlıklarından günümüze kadar gelen şehir kalıntılarının ve buralardan çıkarılan değerli sanat eserlerinin eşsiz bir zenginlikle yer aldığı tari­hî bir bölgedir.
Ege Denizi kıyılarında gemilerin barınmalarına elverişli limanıyla her çağda önemini kaybetmeyen il merkezi, bu­gün de yurdumuzun, istanbul'dan sonra en büyük ihracat limanıdır. Buna paralel olarak tarım ve endüstri alanında sağlanan hızlı gelişmelerle izmir ilinin Türkiye ekonomi­sindeki yeri çok önemlidir. Dünyada bir eşi daha olmayan tarihî zenginlikleri yanısıra Çeşme Plajları, Balçova Kap­lıcaları ve il merkezinin yanıbaşındaki Aliağa Çiftliği gibi gezinti yerleriyle İzmir, yurdumuzda turizm endüstrisinin hızla geliştiği bir bölgedir.
İZMİR İLİNİN TARİHİ
zmir İli, bütün çevresiyle dünyanın en eski ve en ünlü uygarlık-arının kurulduğu, çeşitli ulusların yerleşip ortadan silindiği tarihî bir bölgedir. Anadolu siyasî birliğinin ilk kurucuları olan Hitit'lerin batı sınırları bugünkü- İzmir ilimizi de içine alıyordu. Hitit İmpara-torluğu'nun dağılış çağında bu topraklarda oturan İon'lar, İzmir (Smyrna), Efes, (Ephesus) ve Millet (Miletos) gibi küçük şehir devletleri kurdular (M. Ö. 11'inci yüzyıl), Kısa bir süre içinde deniz ticaretiyle zenginleşen bu şehirler, Anadolu içlerinde yer alan öteki devletlerin iştahını çekmiş ve bunların yaptığı akınlarla zaman-zaman vı-
ÎZMİR ADI NEREDEN GELİYOR?
«İzmir» kelimesi, eski İon uygarlığı çağında ku- ] rulan bu şehre verilen «Smyrna» adının Türk'ler tarafından değişik bir biçimde söylenişidir. Eski çağların ünlü Ephesus (Efes) şehrinin ya-1 kınlarında gelişen bu şehir, zamanla «Smira», «Zimira», «Esmira» ve «İsmira» biçimleriyle de anılmıştır. Ünlü Arap bilgini İbfi£~Batuta, şehrin adım «Yezmir» biçimiyle yazmış ve Arap'lar ta­rafından da böylece anılmıştır.
kıntılara uğramıştı. Böylece birçok çekişmeden sonra böl­ge Lidya'lıların eline geçti (M. ö. 7'nci yüzyıl). Bu çağda bir ara-k bütün Gediz Vâdisi'nin en işlek merkezi niteliğini kazanan izmir, aynı durumdaki Foça ile yarışmak durumunda kaldı. Ama çok geçmeden bütün Anadolu'yu ele geçiren Pers (iran) imparatorluğu bu bölgeyi de egemenliği altına aldı (M. û. 6'ncı yüzyıl).
İzmir, bu saldırılar sırasında bir kere daha ağır yıkıntılara uğradı. Pers'leri Anado­lu'dan süren Makedonya İmparatoru Büyük iskender'in İzmir şehrini yeniden kurup onarmasıyta ilgili tarihî olay ise gördüğü bir rüyayla bağdaştırılır. Bugünkü izmir şehrinin çekirdeği durumunda olan bu şehrin agora (toplantı alanı), tiyatro ve stadyum gibi önemli yapıları Pagos (Kadifekale Dağı) üzerindeydi. BERGAMA KRALLIĞI Büyük iskender'in ölümünden (M. Ö. 323) sonra Makedonya İmparatorluğu'nun parçalanması üzerine kurulan birçok yeni devlet arasında baş­kenti Pergamon (Bergama) şehrinde olan Bergama Krallığı da vardı. Helenistik çağın (Büyük iskender'in fetihleri sonunda Hindistan'a kadar yayılmış olan Yunan Uygarlığı'nın Doğu Uygarlığıyla karışmasından doğan yeni bir uygarlık ve tarih dönemi) en ünlü devletleri arasında yer alan Bergama Krallığı (M. 0. 263-133), bölgede 130 yıl sûren bir egemenlik kurdu. Bu çağdaki Bergama şehri, 500 bin nüfusuyla dünyanın en büyük kültür merkzelerinden biriydi. Bugünkü izmir toprak-larıyla birlikte kuzeybatı Anadolu'dan Tuz Gölü'ne kadar yayılan bir alanda Galatya.
İZMİR İÜ İLE İLGİLİ BAZI RAKAMLAR
Yüzölçümü
• •
11.973 km2.
Nüfusu
:
1.427.173 (1970 sayımına göre)
Nüfus Yoğunluğu
:
KmVye 119 kişi
İlçe Sayısı
:
19
Bucak Sayışı
45
Köy Sayısı
694
İZMİR İLİNİN İDARİ BÖLÜNÜŞÜ
İLÇE
NÜFUS
BUCAK (Parantez içindekiler mah. veya köy sayısıdır.)
Merkez
582.550
Merkez (8), Buca (5), Cumaovası (18), Değirmende-re (13), Güzelbahçe (7).
Bayındır
41.970
Merkez (28), Çırpı (13).
Bergama
86.169
Merkez (42), Göçbeyli (16), Yukarıbey (16). Turanlı (20), Yuntdağ (12), Zeytindağ (15).
Bornova
98.321
Merkez (17).
Çeşme
10.186
Merkez (3), Alaçatı (5).
Dikili
18.348
Merkez (21), Çandarlı (4).
Foça
11.784
Merkez (6), Yenifoça (4).
Karaburun
6.683
Merkez (6), Küçükbahçe (4), |e Mordoğan (5).
Karşıyaka
141.728
Merkez (7).
Kemalpaşa
35.710
Merkez (33).
Kınık
24.621
Merkez (30).
Kiraz
32.538
Merkez (43).
Menemen
66.739
Merkez (26), Aliağa (10), Emiralem (14),
Ödemiş
117.842
Merkez (36), Bademli (6), Bey­dağ (21), Birgi (12), Kaymak­çı (12). Ovakent (12)
Seferihisar
10.235
Merkez (10),
Selçuk
16.757
Merkez (9).
Tire
62.601
Merkez (43), Boğaziçi (10), Gökçen (13).
Torbalı
50.321
Merkez (33), Dağkızılca (7).
Urla
21.170
Merkez (13), Barbaros (67).
Her yanı tarihî eserlerle kaplı izmir İlinde, dikkate değer eserlerden birisi de Selçuk'taki Saint Jean Kilisesi'dir.
Aşağı Gediz vadisi ve İzmir şehri yörelerindeki geniş bağlardan elde edilen çekirdeksiz üzüm, bütün dünya pazarlarında aranan ve yurdumu­za önemli döviz sağlayan bir üründür.
İZMİR LİMANI
İzmir iline, tarihî boyunca ekonomi ve ticaret alanında önemli bir yer sağlayan etmenler .arasında şehrin son derece elverişli bir limana sahip olmasının payı büyüktür. Bugün de İstanbul'dan sonra yurdumuzun en büyük ihracat limanı olan İzmir'e 17'nci yüzyıl ortalarında yılda 1000 gemi giriyordu. 20'nci yüzyılın başlangıcında izmir limanına giren gemi­lerin tonajı yılda ortalama 3 milyon tonu aşıyordu. Birinci Dünya Sa-vaşı'ndan sonra her bakımdan gerileyip duraklayan bölgeyle birlikte limandaki iş kapasitesi de daraldı. Cumhuriyet çağında başlayan kalkın­malara paralel olarak İzmir limanı da yeniden hareketlendi. 1950 yılında izmir limanına uğrayan gemilerin tonajı 1 milyon 800 bine kadar yüksel­di. Bugün Türkiye ihracatının % 40'ı İzmir limanından yapılır, izmir lima­nının bu derece önem kazanmasında, şehri yurdumuzun iç merkezlerine bağlayan demiryollarının da payı büyüktür. Bu demiryollarından ilki 1866 yılında İzmir.-Aydın arasında döşenmiş, sonradan Afyon'a kadar uzatıla­rak İç Anadolu'yla bağlantı sağlanmıştır.
ULUSLARARASI İZMİR FUARI
Her yııln 20 Ağustos-20 Eylül tarihleri arasında bir ay süre ile açılan «Uluslararası İzmir Fuarı» nın da ilin ekonomisi üzerinde sağladığı yarar çok önemlidir.
Yunanlıların izmir'den kaçarken (9 Eylül 1922) ateşe verdikleri evlerin yerinde kurulan bugünkü uluslararası fuar, 1927 yılında Karantina sem­tindeki Sanat Okulunda açılan bir sergiyle başladı. 1933 yılında, Kültür Park adıyla anılan bugünkü geniş alana getirilen sergi, her yıl biraz daha geliştirilerek uluslararası bir değer kazandı. Yerli ve yabancı firmaların katılmasıyla geniş çapta alım-satımlara sahne olan fuarın izmir ili kadar Türkiye ekonomisi üzerindeki değeri de büyüktür.
İZMİR İLİNDEKİ TARİHİ YERLER VE ANITLAR
İzmir ilimiz, eski uygarlık çağlarından kalao şehir yıkıntıları, tapınaklar
ve sanat eserlerinin eşsiz bir zenginlikle yer aldığı dünyanın en ünlü ve
tarihî bir bölgesidir. Bu şehir kalıntılarından en önemlisi, İzmir'in Selçuk
ilçesine 3 km. uzaklıktaki Efes (Ephesus) şehridir.
İon uygarlığı (M. Ö. 12'nci yüzyıl) çağının şehir devletlerinden (site) biri
olan Efes, eski çağlarda Kuşadası Körfezi üzerinde son derece işlek bir
ticaret limanıydı. Lidya'lılar tarafından yapılan ünlü «Kral Yolu» (Ege ile
Mezopotamya arasındaki ticaret yolu) Efes'ten başlardı.
Binlerce yıllık bir uygarlığın beşiği olan bu şehirdeki açıkhava tiyatrosu
pek ünlüdür. 66 basamaktan meydana gelen ve içine 24.500 kişi alan bu tiyatro, bütün Helenistik çağın en büyük yapılarından biridir. Dünya'nın Yedi Harikası arasında yer alan Artemis (Diana) tapınağı da Efes'te bulunuyordu. Şehirde biri Yunanlıların, biri de Roma'lıların ol­mak üzere iki «Agora» (toplantı alanı) yer alıyordu. Kelsus Kitaplığı (M. O. 2'nci yüzyıl) adıyla anılan ünlü yapı da bugün ayakta kalan ka­lıntılarıyla değerli bir tarih eseridir. Efes Arkeoloji Müzesi'nde yer alan değerli eserler arasında Artemis (3.30 m. boyunda) ve Apollon heykel­leri vardır. Ama bütün bunların dışında Efes'e dünya çapında bir ün sağ­layan en önemli yapı, Panayakapulo'daki Meryem Ana evidir. Hıristiyan Konsilince (Meclis) Meryem Ana'nın (Hz. İsa'nın annesi) burada oturduğu ve burada öldüğü resmen kabul edildikten sonra bu ev Hıristiyanların bir haç yeri değerini kazanmıştır.
izmir ilinin tarihî değeriyle ünlü yerlerinden birisi de Bergama'dır. Ber­gama Kralları'nın başkenti olan bu şehirdeki açıkhava tiyatrosu, Traianus, Athena, Hera, Demeter tapınakları, bugün kalıntıları Berlin müzesine ta­şınmış olan Zevs Tapınağı ve hepsinin biraraya toplandığı Akropol pek ünlüdür, il merkezi İzmir şehrinde son yıllarda meydana çıkarılan «İzmir Agorası» ndan başka önemli tarihsel eserlere rastlanmaz. Şehirde bir Lâtin kilisesinden cami durumuna getirilen Hisar Camii ile 17'nci yüzyıl­da Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşanın yaptırdığı han, hamam köprü ve çeşmeler Osmanlı Türkleri çağından kalma ve sanat değerleri pek yüksek olmayan eserlerdir.
Lycaonia, Pamfilya, Karya ve Psidya bölgeleri bütünüyle bu krallığın geniş sınırları içindeydi.
200 bin cilt kitabın yer aldığı ünlü kitaplık, klâsik mimarlık sanatının eşsiz ve üstün bir örneği olan «Bergama Tapınağı» açıkhava tiyatrosu ve sa­yısız saraylarıyla Bergama, iskenderiye'den sonra dünyanın en büyük uy­garlık merkeziydi. Zengin Bergama Krallığı, uzun süre Roma İmparator-luğu'na bağlı bir devlet olarak yaşadı. Kral Aristonikos I (M. ö. 133-130) un öldürülmesi üzerine ülke. Roma egemenliğindeki eyaletlerden biri durumuna geldi.
Yüzyıllarca sürenRoma yönetiminde kalan bölge, bu imparatorluğun ikiye bölünmesi üzerine bütün Anadolu'yla birlikte Doğu Roma (Bizans) İmpara-torluğu'nun payına düştü (M. S. 395).
Müslüman Arap'ların Anadolu'daki bütün Bizans şehirlerine yaptıkları akınları İzmir yakınlarına kadar yayıldı (M. S. 7'nci yüzyıl sonları). Ama her zaman sağlam kalmasına önem verilen kaleyi düşüremeyen Arap'lar, şehre giremediler.
Türk'lerin bütün Anadolu gibi izmir bölgesindeki egemenlikleri de Kutal-mışoğlu Süleyman Şah'ın fütuhatıyla başlar (1076). Şehrin yönetimini eline aian Çaka Bey adında bir Türk komutanı, kısa bir süre içinde mey­dana getirdiği kuvvetli bir donanmayla Midilli ve Sakız Adaları'nı, Edre­mit (Adramytion)'i ele geçirdi (1092). Çanakkale Boğazı içindeki Abidos'u da kuşatıp Bizans'ı sıkıştırdığı sırada hileyle öldürüldü. Böylece önemli bir tehlikeden kurtulan imparator Aleksis Komnen, bir süre sonra kayın­biraderi Dukas'ın başında bulunduğu kuvvetlerle İzmir'i geri aldı (1097). Bu olayın önemi, anlaşma yoluyla bırakılan şehre giren Bizanslıların Türk ve Hıristiyan 10.000 kişiyi kılıçtan geçirmiş olmasıdır. Bundan sonra el­den ele geçen izmir, Rodos Şövalyelerinin bütün güçleriyle karşı koy-malarıyla birlikte yine de Türk'lerin ileri hareketlerinde bir üs olarak kul­lanıldı, istanbul'un (Bizans) Haçlıların saldırısına uğraması (1024) üzerine başıboş bir durumda kalan bütün Ege Bölgesiyle birlikte izmir'e de Ve­nedikliler ve Cenevizliler doldular. imparator Mihael Paleolog, istanbul'u Haçlılardan geri aldıktan (1261) sonra da Ceneviz ve Venediklilerin izmir çevresindeki bağımsız durumları devam etti.
Bu çağlarda her ne kadar Anadolu Selçuklu Devleti dağılmışsa da yer yer kuvvetlenen bağımsız Türk beylerinden biri olan Aydınoğlu Umur Bey, 223 yıllık bir aradan sonra İzmir'i yeniden Türk egemenliği altına aldı (1320). Ama çok geçmeden Haçlıların ordu ve donanmalarıyla kuvvetlenen Rodos Şövalyeleri izmir'e bir baskın yaparak Umur Bey'in donanmasıyla birlikte tersanesini de yakıp «Aşağıkale» adı verilen hisarı ele geçirdiler (28 Ekim 1344). Umur Bey'in şehit düştüğü bu savaşta, şehir Türk'lerin elinde kaldıysa da «Aşağıkale» deki şövalyeler bir türlü atılamadı. 59 yıl süren bu bölünüşten ötürü şövalyelerin elinde kalan kesime halk ara­sında «Gâvur izmir» denilmesi sonraları bile bir dil alışkanlığı oldu. Bu dönemde Aydınoğulları Beyliği bugünkü izmir ve Aydın illerinin bü­tün topraklarıyla Manisa ve Denizli illerinin de birer bölümünü kaplıyor­du. Beyliğin Yıldırım Bayezit tarafından ortadan kaldırılması (1390) üzeri­ne «Müslüman İzmir» diye anılan kesimiyle izmir de Osmanlı Türkleri'nin genişleyen sınırlarına katıldı. Ama Yıldırım'ın Ankara Meydan Savaşı'nda yenilmesi (1402) üzerine Ege'ye kadar ilerleyen Timur, «Gâvur İzmir» diye anılan kesimdeki Rodos Şövalyelerini ezerek bütün çevreyi Aydınoğulları'-na bıraktı (1403). Bir süre sonra Yıldırım'ın oğullarından Süleyman Çele-bi'den yardım gören Cüneyt Bey adındaki bir başka Türk Beyi, Aydınoğul-ları'nı yenilgiye uğratarak İzmir ve dolaylarını eline geçirdi (1406). Bu olayların devam ettiği süre içinde kardeşlerini (Yıldırım'ın öteki oğulları) yenilgiye uğratan ve Anadolu'da dağılan Osmanlı Türk birliğini yeniden kuran Mehmet I (Çelebi), Cüneyt Bey'in bağımsız yönetimine son vererek bütün bu toprakları Türkiye'ye bağladı (1415). Bununla birlikte Cüneyt Bey'in başvurduğu yeni ayaklanmalar (1426) Murat II tarafından ve Vene­diklilerin saldırıları da (1472) Fatih Sultan Mehmet'in padişahlık yılların­da önlendikten sonradır ki İzmir ve dolayları kesin bir güvenliğe kavuşa­bildi.
İmparatorluk çağında önce «Cezair-i Bahri Sefid» (Akdeniz Adaları), daha sonra da Anadolu Beylerbeylikleri'nin (Genel Valilik) sancak (il) merkezle­rinden birisi de İzmir'di. Tanzimattan (1839) sonra İzmir yeni kurulan Aydın Vilâyeti (il)'nin merkezi oldu. Türk yönetiminde, baş döndürücü bir hızla gelişen ve imparatorluğun en seçkin valileri tarafından yönetilen İzmir, Birinci Dünya Savaşı sonunda Yunan'lılann saldırılarına uğradı (15 Mayıs 1919). Türk Orduları'nın Mondros Mütarekesi'ne (30 Ekim 1918) göre da­ğıtıldığı bir sırada yapılan bu saldırı karşısında silâha sarılan izmir efeleri kahramanca çarpışmalar yapmakla birlikte şehir ve bölge düşman eline geçti. Atatürk'ün önderliğiyle başlayan Kurtuluş Savaşımız, tarihin en şanlı zaferiyle sonuçlanmış, ilerleyen ordularımız son düşman kalıntıları­nı da denize dökmüş, (9 Eylül 1922) İzmir bir kere daha Türk egemenliği­ne kavuşmanın mutluluğuna ermiştir. Üç yıl, üç ay ve 25 gün izmir'de
kalan Yunan, insanlık için birer yüz karası sayılacak sayısız cinayetler iş­ledikten sonra giderayak şehri ateşe vermek soysuzluğunu da yapmaktan geri kalmadı. Düşmandan ve yangından kurtarılan izmir, Cumhuriyet ça­ğında onarılıp geliştirilerek bugünkü modern çehresini aldı.
İZMİR İLİNİN COĞRAFYA KONUMU VE DURUMU
İzmir, Ege Bölgesi'nih Ege Bölümü'nde yer alan bir ilimizdir. Toprakları doğuda Manisa, güneyde Aydın, kuzeyde Balıkesir illeri, batıda ise Ege Denizi'yle çevrilidir.
Ege Bölgesi'nin doğu - batı doğrultusunda ilerleyen dağlar ve bunlar ara­sındaki çukur alanlar, İzmir İlinin dikkati çeken yüzey biçimlerini meydana getirirler. İlin en kuzeyindeki çukur alan, Bakırçay Ovası'dır. Bu ova, ku­zeydeki Madra Dağı (1339 m.) ile güneyindeki Yunt Dağı (1.075) m.) ara­sında yer alır. Yunt Dağının güneyinde ise Gediz Ovası uzanır. Bu ovanın Dumanlıdağ ile Manisa Dağı arasında sıkışan batı kesimi Menemen Boğazı'nı meydana getirir. Gediz Ovası'yla güneydeki Küçük Menderes Ovası arasında devam eden Bozdağlar (2.414 m.) bütün İzmir ilinin en yüksek dağ dizileridir.
İZMİR İLİNİN İKLİMİ
Akdeniz ikliminin bütün özellikleri görülen izmir ilinde genel olarak yaz­lar sıcak ve kurak; kışlar ılımlı geçer. Kuzeyden güneye yöneldikçe sı­caklığın da adım adım arttığı görülür. Dikili'de ortalama 16 ,5 derece olan sıcaklık, ilin merkezi İzmir'de 17 ,5 dereceye çıkar. Sıcaklığın 0 derecenin altına düştüğü günlerin sayısı Dikili'de 13 gün iken İzmir'de 10 günü geç­mez, ilin en çok yağış alan kesimi 1.180 mm. ile Kemalpaşa'dır. Öbür ke­simlerin hiçbirisi 1.000 mm.'yi aşmaz. Bu oran, il merkezi izmir'de 720 mm. dir. İzmir ikliminin anılmaya değer bir başka özelliği de kavurucu yaz sıcaklarında çevrenin tatlı bir rüzgârla serinlemesidir. Halk arasında «imbat» adı verilen bu rüzgâr, çevredeki ısı değişikliklerinden meydana gelen bir hava akımıdır.
İZMİR İLİNDEKİ AKARSULAR
Ege Bölgesi'nin doğu - batı doğrultusunda akan üç akarsuyun aşağı çığır­ları ve Ege Denizi'ne açılan ağızları İzmir ili topraklarındadır. Bunlardan en kuzeydeki Bakırçay, Soma ile Kınık arasında İzmir topraklarına girer. Daha sonra Bergama'nın güneyinden geçerek Çandarlı Körfezinin kuze­yinde meydana getirdiği bir deltayla denize dökülür. Foça'nın güneyinden İzmir Körfezine dökülen Gediz Nehri (Uzunluğu. 350 km.) eskiden Menemen Boğazı'ndan geçtikten sonra güneybatıya yönelir ve izmir Körfezi'nin çok sığ bir kıyısında denize ulaşırdı. Körfe­zin dolma tehlikesiyle karşı karşıya kalınması üzerine 1886 yılında açı­lan bir kanalla nehrin yatağı değiştirilerek bugünkü yerine alındı. Manisa sınırlarından izmir topraklarına giren Küçük Menderes Nehri (Uzunluğu: 124 km.) Kiraz'ı geçtikten sonra batıya yönelerek ödemiş ve Torbalı'nın güneyini"izler.
Buradan kuzey-güney doğrultusunda ve Aydın Dağlarının batı kesimin­den geçerek Kuşadası Körfezi'nin kuzeyinde Ege Denizi'ne dökülür, izmir ilinde önemli bir göl yoktur. Bozdağlar üzerinde «Gölcük» adıyla anılan ve doğal güzelliğiyle ünlü göl, turistik bir değer taşır. Bakırçay ve Küçük Menderes'in ağızlarına yakın yörelerde de önemsiz kıyı baraj gölleri vardır.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
İzmir ili, Ege Bölgesi'nin karakteristik bitkileri arasında sayılan makilerle örtülüdür. Dağlık kesimler yer-yer ormanlarla kaplıdır. Bergama'nın ku­zeyindeki Kozak Dağı ünlü «çam fıstığı» ağaçlarıyla kaplıdır.
EKONOMİ - ENDÜSTRİ - TARIM
İzmir ili, ekonomik yönden yurdumuzun bütün ticaret hayatını etkileyen bir genişlik ve önemdedir. Endüstri örgütlerinin büyük bir çoğunluğu il merkezi İzmir şehrinde toplanmıştır. 20 ve daha çok işçi çalıştıran atelye ve fabrikaların sayısı 200'den fazladır. Bunlar, şehrin Halkapınar, Darağa­cı, Çınarlı, Mersinli ve Bayraklı arasındaki kesimlerinde toplanmıştır. Başta tekstil (dokuma) olmak üzere yağ, sabun, deri, un ve makarna fabrikalarının sahaları her gün biraz daha artmaktadır. Deri fabrikaları daha çok Kızılçullu (Meles) Çayı'nın geçtiği kesimde toplanır. Son yıl­larda madenî eşya yapımı alanında da önemli gelişmeler sağlanmıştır. İzmir, tarım yönünden de gelişmiş bir ilimizdir. Tarım ürünleriyle birlik­te endüstri bitkilerinden pamuk ve tütün başta gelir. Gediz ve Küçük Menderes vâdileriyle ödemiş-Tire arasındaki alanlar bu ürünlerin ye­tiştirildiği en verimli topraklardır.