ADANA İLGİLİ BİLGİLER - ADANA ÇİÇEKÇİLİK
|
|
|
ADANA'NIN
TARİHİ
tdana
şehri, eski çağlarda Tarsus li-lanı ile Misis arasında
pek önemli ol-nayan bir konak yeriydi. Gülek boğamdan
Çukurova'ya inilen yerde ve ieyhan ırmağının en kolay
geçilen bö-ümünde kurulduğu için yavaş yavaş jelişti.
Tarsus'un önemini kaybetmesi \e bu ortamı
hazırladı. Hitit'lerden sonra bir ara Asur'lulara geçen
Adana ve çevresini, M. Ö. 6'ncı yüzyılda İran'lılar, M.
Ö. 333'te de Büzük İskender aldı.
M. ö.
I'inci yüzyılda Pompeus, Adana'-yı Roma hudutları içine
aldı. M. S. 395'te Roma İmparatorluğu ikiye bölününce,
Adana ve çevresi de, bütün Anadolu ile birlikte Bizans
İmparator-luğu'nun payına düşmüştü. Büyük taş köprünün
Justinianus çağında yapılan onarımından da anlaşılacağı
üzere Adana, Bizans çağında çok gelişti.
7'nci
yüzyıl ortalarında, Halife Hazreti Ömer çağında Müslüman
Araplar, Adana kesimine geldiler, ama burasını
bütünüyle ancak bu yüzyılın sonlarında ele
geçirebildiler. 10'uncu yüzyılda, Bizanslıların geri
aldığı Adana'yı 1071 Malazgirt Savaşı'ndan sonra Türkler
%!e geçirdiler.
Daha
sonraki yüzyıllarda Adana ve çev-rasi elden ele geçti,
burada birçok küçük krallık birbiri peşisıra egemenlik
kurdular. Bunların sonuncusu olan Ramazanoğulları Mısır
- Suriye Türk -Memlûk İmparatorluğuma bağlı bir
beylikti. Ramazanoğulları, Oğuzlar'ın Yü-regir
boyundandı. 1516 yılında, Yavuz Sultan Selim çağında,
Osmanlı İmparatorluğuna katılan Adana, bu tarihten
sonra Türk egemenliği altında kaldı. Osmanlı Türkleri,
16'ncı yüzyılın sonuna kadar, Adana'nın yönetilmesini
Ramazanoğulları soyundan gelen valilere bıraktılar.
17'nci yüzyılda Adana, Halep Beylerbeyliğinin 10
sancağından biriydi.
Devlete
baş kaldıran Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa bir ara
Adana'yı ele geçirdiyse de, şehir 1840 yılında geri
alındı. 1867'de Halep'ten ayrılarak Adana eyaleti
meydana getirildi. 1886'da da Adana bir demiryolu ile
Mersin li-
|
manına
bağlandı. Böylece ticarî yönden de gelişen bu şehre,
Birinci Dünya Savaşı sonunda Fransız birlikleri girdi.
Ama 22 Ekim 1922'de yapılan Ankara Antlaşması sonucu
Fransızlar Adana'-dan çekildiler ve 5 Ocak 1922'de Türk
birlikleri şehri geri aldılar.
ADANA İLİNİN COĞRAFYA DURUMU
Adana,
Akdeniz bölgesinin Adana bölümünde bulunan bir
ilimizdir. Doğusunda Maraş ve Gaziantep,
güney-doğusun-da Hatay, batısında İçel ve Niğde,
kuzeyinde Kayseri illeri bulunur. Güneyini Akdeniz
kıyıları çevirir. İlin yüzölçümü 18.487 (izdüşüm alan
17.562) km2, dir.
Adana
ilinin kuzey-batı, kuzey ve doğu kesimlerinde Toros
sıradağları vardır. Kuzeybatı ve kuzeydeki yükseklikler
Orta Toroslar sistemini meydana getirir. Doğudakilerse,
Güney-doğu Torosla-rın dış sırası olan Amanos (Gâvur)
dağlarıdır. Kuzey-batıda yer alan Aladağ'ın yüksekliği
3.333 m.'yi bulur. Adana ilinin üç yönünü kuşatan bu
dağların eteklerinden Akdeniz kıyılarına kadar geniş
Adana ovası uzanır. Bu geniş ova ortasında yer alan az
yüksek Misis tepeleriyle iki bölüme ayrılır.
Kuzey-doğudaki bölümüne Yukarı-ova, güneydekine ise
Çukurova adı' verilir. Çukurova, Adana ilinin
sınırlarını aşarak İçel iline de girer. Verimli
topraklan kapsayan bu ova, Seyhan, Ceyhan ve Berdan
(Tarsus) nehirlerinin getirmiş oldukları alüvyonlarla
meydana gelmiştir.
İlin iki
önemli akarsuyu Ceyhan ve Seyhan'dır. Ceyhan Maraş
ilinde doğduktan sonra Adana sınırlarına girer. Bir
süre ilin dağlık kesimlerinde akar, sonra Arpalı
yakınında ovaya girer. Ceyhan'-
|
dan
daha uzun olan Seyhan nehrinin iki büyük kolu olan (Samantı
ve Göksu)'nun kaynakları Kayseri İli içindedir. Seyhan,
Adana ili topraklarına girdikten sonra, Çakıt suyunu
alır. Son yıllarda bu nehrin üzerinde ve Adana şehrinin
kuzeyinde büyük Seyhan barajı yapılmıştır. Seyhan ve
Ceyhan nehirlerinin denize döküldükleri yer yakınında
bazı göller oluşmuştur. Akyayan, Akyatan ve Ka-karot
gölleri en önemlileridir.
İKLİM
Adana
ilinin iklimi, Akdeniz ikliminin özelliklerini taşır.
Yazlar sıcak ve kurak, kışlar ılık ve yağışlıdır. Yıllık
ortalama sıcaklığın 18°,7 olduğu Adana şehrinde en soğuk
ay ortalaması 9°, en sıcak ay ortalaması ise 28°'dir.
Yaz aylarında şiddetli sıcaklar başlayınca halkın çoğu
Toros dağlarının yamaçlarındaki yaylalara göçer.
Bunların en ünlüleri olan Bürücek, Pozantı, Namrun şehre
de düzgün yollarla bağlanmışlardır.
TARIM
Adana
ili, ülkemizde tarımın en fazla geliştiği bölgelerden
biridir. Bütün ilin % 29'unu ekili, dikili alanlar
meydana getirir. Eski çağlardan beri tarımın gelişmiş
olduğu Adana ovasında, Seyhan barajı ve sulama
kanallarının yapılmasından sonra verimi büsbütün
artmıştır.
Türkiye'nin en önemli ekim alanlarından biri olan
Adana'da 1970 yılında 183.477 hektara pamuk, 359.102
hektara buğday. 8.801 hektara pirinç, 39.752 hektara
arpa ekilmiştir. İlin dağlık kesimlerinde ekim alanları
içinde tahıllara ayrılanlar fazla yer tutar. Tersine
endüstri bitkileri ekimi ge-
|
|
|
|
|
|
Roma'hlar çağında yapılan ve sonra Justinianus'un
onarttığı 310 m. uzunluğundaki tarihî tas köprü bugün
de kullanılmaktadır.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
riler.
Adana, turfanda sebze üreten bir il olarak da ün
yapmıştır. Turunçgiller tarımı da günden güne
gelişmektedir.
ENDÜSTRİ
Adana,
endüstri yönünden çok gelişmiş illerimizden biridir.
Genellikle çırçır, dokuma, un, bitkisel yağ
fabrikalarında en modern makineler bulunur. Seyhan
barajından üretilen elektrik, bu fabrikalara gerekli
enerjiyi sağlar.
ULAŞTIR
M A
Ulaştırma yönünden Adana, önemli bir kavşak merkezidir.
İstanbul'u Halep'e, Batı Anadolu'yu da Güney-doğu
Anadolu'ya bağlayan demiryolu Adana'dan geçer. Adana,
ayrı olarak Akdeniz bölgesinin öbür şehirlerine, İç
Anadolu'ya, Gaziantep üzerinden Güney-doğu Anadolu'ya
ve Malatya üzerinden Doğu Anadolu'ya karayolları ile
bağlıdır. Akdeniz kıyılarını izleyen turistik karayolu
da Adana'yı Batı Anadolu'ya bağlar. Denizle olan
bağlantısı Mersin ve İskenderun limanlarıyla Karataş
iskelesinden sağlanır.
NÜFUS
1960
nüfus sayımına göre, Adana ili toprakları üzerinde
1.035.377 insan yaşar (km2.'ye 56 kişi).
Bütün il nüfusunun beşte ikisinden fazlası Adana
şehrinde bulunur: 413.365 (nüfus yönünden Türkiye'de
dördüncü büyük şehir).
|
ADANA
ŞEHRİ
Elverişli bir iklim kuşağı ve verimli topraklar
ortasında büyük bir ticaret şehri olarak gelişen Adana,
aynı zamanda önemli bir endüstri merkezidir. İki yanında
okaliptüs ağaçlarının sıralandığı geniş bir cadde,
şehrin merkezini istasyona bağlar. Belli başlı büyük
binalar, ticarethaneler ve büyük Atatürk Parkı bu cadde
üzerindedir. Şehrin ortasında, Ramazanoğulları çağında
yapılmış olan Ulu Cami, Adana'da bugün ayakta kalabilen
Türk anıtlarının en büyüğü ve en ünlüsüdür. ADANA'DA
HALK MUSİKİSİ
Adana,
Türk halk mûsikisinin Güney Anadolu veya Akdeniz bölgesi
denen bölümüne girer. Güney Anadolu ve İç Anadolu
etkisinde kalan kesimleri de vardır. Genellikle Akdeniz
bölgesine özgü Türk halk musikisinin zengin örneklerine
rastlanır. Türküler açık, nağme yapısı güçlüdür.
Anacağımız şu eser bu bölge halk musikisinin özelliğini
belirtmeye yeter: «Tavlada beslerler bir saçı doru»
diye başlayan Gerdaniye Sof-yan Köçekçe, yüzyıllar
öncesi Adana'-sından, canlılığından hiçbir şey
kaybetmeyerek günümüze kadar gelmiştir ve çok ünlüdür,
öbür örnekler arasında: Bayatı Destan (Herkes içün ayrı
olup kisb-ü kâr), Gerdaniye Sofyan Türkü (Kara gözlüm,
ne gezersin burada), Karcığar Düyek Türkü (Çıkar
yücelerden yumak yuvarlar), Muhayyer Düyek «Emine Hanım
Türküsü» (Samancılar saman çeker harmandan) adlı eserler
sayılabilir.
|
Adana'nın mahallî kılıkları da çok renklidir. Gerek
kadın, gerek erkek kılıklarının çok güzel ve cazip bir
görünüşleri vardır.
ADANA
KALESİ
Seyhan
nehrinin batı kıyısında bulunan «Adana Kalesi», Bizans
İmparatoru Jus-tinianus tarafından yaptırılmıştır.
Doğudan batıya doğru uzanan kale bir dörtgen
biçimindedir. Çevresi 300 metredir.
Doğu
yönü Seyhan nehri, öbür üç yönü içi su dolu hendeklerle
çevrili olan kale surlarında yedi burç ve iki demir
kapı vardır. Mısırlı İbrahim Paşa, Adana'yı ele
geçirdiği yıl (1836) kale surlarını
|
|
|
|
|
|
|
ADANA İLİNİN İDARİ BÖLÜNÜŞÜ
İLÇE
NÜFUS BUCAK (Parantez
içindekiler
köy
veya
mahalle
sayısıdır.)
Merkez
413.365 Merkez (70), Misis (28).
Bahçe
57.730 Merkez (16),
Haruniye (25).
Ceyhan
115.673 Merkez (46), Kirmit (18), Kösreli (17).
Feke
19.557 Merkez (25),
Mansurlu (9).
Kadirli
85.139 Merkez (69).
Karaisalı 48.642 Merkez (51), Çatalan (23), Karsantı
(25).
Karataş
39.746 Merkez (31),
Doğankent (24), Tuzla (17).
Kozan
104.569 Merkez (73),
imamoğlu (16), Tepecikören (10).
Osmaniye 82.688 Merkez (16), Kaypak (10), Tecirli (16),
Toprakkale (7), Yarpuz (2).
Pozantı
13.554 Merkez (8), Kamışlı (8).
Saimbeyli 13.921 Merkez (24).
Tufanbeyli 22.919 Merkez (30).
Yumurtalık 17.874 Merkez (19).
|
|
|
PAMUK
TARLALARINDA
HER
GÜN OKUNAN
DUA
|
|
|
Yaz
geldi mi Adana'nın can damarı olan Çukurova bembeyaz
kesilir. Pamuklar artık olmuş demektir. Ama pamuğu bu
duruma getirinceye kadar çalışmak, çok çalışmak ister.
Anadolu'nun birçok kesimlerinden pamuk tarlalarında
çalışmak için gelen işçiler, kızgın güneşin altında
bitkileri çapalarlar. Çapa vurulurken ovadan çeşitli
türküler yükselir.
Her
bölgenin işçileri kendi türkülerini söyleyerek çalışır.
İşçilerin yemeği çiftliklerde pişer ve kazanlar içinde
öküz arabalarıyla pamuk tarlalarına gelir.
Bütün
bir gün akşama kadar kızgın güneşin altında çalışan
işçiler, akşam olunca kazmalarını, çapalarını
bırakırlar. İşte o zaman pamuk tarlalarının geleneksel
dua vakti gelmiş demektir. İşçiler hep birden şu duayı
okurlar:
«Akşama
hürmet, sabaha niyet, kolumuza kuvvet, ağamıza devlet,
hükümetimize nus-
|
ret,
kesemize bereket, İbrahim Paşa'ya rahmet, Peygamber'e
salâvat...» İşte pamuk tarlalarında okunan dua budur.
Duada adı geçen İbrahim Paşa bir zamanlar devlete baş
kaldıran Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşa'nın Oğlu
İbrahim Paşa'dır. Toprak sahibiyle işçi arasındaki
anlaşmazlıkları ortadan kaldırdığı için bu duada adının
geçtiği söylenir. İbrahim Paşa'nın kurduğu ve bugüne
kadar gelen bu düzene göre çarşambaları öğleden sonra
iş tatil edilir, perşembe sabahı da şehirde yâni
Adana'da ırgat pazarları kurulur. Bu sayede haftalık
ihtiyaçlarım temin etmek ya da bir başka çiftlikte
çalışmak isteyen işçiler, çarşamba öğleden sonra yola
koyulur, perşembe günü kurulacak pazara yetişirler. Bu
pazarda hem alışveriş eder, hem de yeni anlaşmalar
yapma yoluna giderler. Böylece perşembe günleri
kurulan pazar, onbinlerçe toprak işçisinin bir anlaşma
yeri durumuna gelir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|