ANKARA ÇİÇEKÇİLER

ANKARA ÇİÇEK GÖNDERMEK VE DİĞER ÇİÇEKLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Gül Buketi

siparis


Sandıkta Güller

siparis


Güzel Bir Buket

siparis


Kalpte Güller

siparis


Tek Kutuda Gül

siparis


Cam vazoda Güller

siparis

ANKARA İLGİLİ YAZILAR

ANKARA Çiçek , ANKARA Çiçekçi , ANKARA Çiçekçilik , ANKARA Çiçekçiler , ANKARADE Çiçekçi , ANKARA Çiçek yolla , ANKARA Çiçek gönder , ANKARA Çiçek siparişi , ANKARA Çiçek satışı , ANKARADAKİ Çiçekçiler, ANKARA Online çiçekçi,

                          DİĞER İLLER İÇİN ÇİÇEK SİPARİŞİ VERİN

 

Çiçekçi Menüsü
Bu bölümde internet üzerinden çiçek siparişi gönderebilir ve göndereceğiniz şehir hakkında bilgi edine bilirsiniz.

ANKARA Çiçek Gönder
---------------------------------
İZMİR Çiçek Gönder
---------------------------------
ESKİŞEHİR Çiçek Gönder
---------------------------------
İSTANBUL Çiçek Gönder
---------------------------------
BURSA Çiçek Gönder
---------------------------------
ANTALYA Çiçek Gönder
---------------------------------
ADANA Çiçek Gönder
---------------------------------
MERSİN Çiçek Gönder
---------------------------------
KONYA Çiçek Gönder
---------------------------------
SAMSUN Çiçek Gönder
---------------------------------
DENİZLİ Çiçek Gönder
---------------------------------
GAZİANTEP Çiçek Gönder
---------------------------------
KAYSERİ Çiçek Gönder
---------------------------------
KOCAELİ Çiçek Gönder
---------------------------------
İZMİT Çiçek Gönder
---------------------------------
EDİRNE Çiçek Gönder

Şu an ANKARA ÇİÇEK bölümündesiniz bu bölümde ANKARA ile ilgili bilgi bulabilir ve ANKARA ÇİÇEK gönderebilirsiniz

çiçekçi

ANKARA İLGİLİ BİLGİLER - ANKARA ÇİÇEKÇİLİK

ANKARA TARİHİ
Eğer Ankara'nın * i: geçmişi bulunmasaydı ve tarihi 27 Aralık 1919'dan başlasaydı, Dünya, Atatürk'ü 19 yıl kalbinde yaşatan bu şehri yine en şerefli ve en eski bir tarihe sahip sayardı. Büyük Kurtarıcı, bozkır ortasındaki Ankara'ya ilk defa soğuk bir gün, 1919 yılının 27 Aralık günü, Dikmen sırtlarından, ulusunun bir ferdi, bir Mustafa Kemal olarak üstünde hiçbir işaret ve rütbe taşımayan elbisesiyle gelmişti.
19 Mayıs'ta açtığı tarihin asıl mucizeleri, Ankara'dan sonra baş­lamıştı: Akdeniz'e buradan indi. Birinci Dünya Savaşı'nın galip devletlerine, İstanbul'dan ve Trakya'dan çıkmaları için emrini buradan verdi. Yeni bir ulusu ve yeni bir uygarlığı yüzyıl sayıla­cak 19 yıl içinde burada çalışarak yarattı.
Atatürk, kendi azmi ve iradesiyle boy ölçüşmeye yeltenen «Bozkır»ı yenmiş, kayalık üstündeki bu tezek ve çamur yığını şehrin yerin­de genç Türkiye'nin başkentini (Ankara 13 Ekim 1923'te başkent olmuştu), yeşil ve beton Ankara'yı kurmuştu. Böylece Ankara'dan Dünya'yı alteden büyük adam, Ankara'da tabiatı da yenmişti. Bütün zaferlerine ulaşan, devrimlerini kökleştiren -ve gelecek yüzyılların basanlarını hazırlayan Atatürk, artık yalnız kalbimiz­de yaşamak üzere 20 Kasım 1938'de, bağımsız ve egemen ulusu­nun arasından geçerek Ankara'ya son defa olarak dönmüştü. İşte Ankara, yalnız başkent olarak değil, ölümsüz Atatürk'ü 19 yıl kalbinde yaşattığından dolayı da mutlu bir şehirdir.
ANKARA'NIN TARİHİ
Ankara bölgesi; Hitit'lerle tarih çağına girmiştir. Ankara şehri yakınların­da yapılan kazılarda birçok Hitit eseri bulunmuştur. Bölge, Hitit'lerden sonra Frikya'lılara (Frik'lere) geçmiştir. Daha sonra Lidya Devleti'nin al­dığı bu şehir M. ö. 4 üncü yüzyıl ortalarında iran imparatorluğu na bağ­lanmış, M. Ö. 334 yılında Büyük İskender, Ankara'yı iranlıların elinden almıştır. İskender'in ölümünden sonra Selevkos (Asya) Yunan İmparator-luğu'nun eline geçen Ankara, zaman zaman Galatların akınlarına uğra­mıştır.
ROMA'LILAR VE BİZANS'LILAR ÇAĞINDA ANKARA
Tarih boyunca gelip geçen imparatorlukların en güçlülerinden birini kur­muş olan Roma'lılar, M. ö. 3 üncü yüzyılda Ankara'yı Galat prenslerinin elinden aldılar. Romalıların 3 lejyonunun toplandığı bu çağda şehrin nüfu­su 100.000'i aştı. İlk Roma İmparatoru Avgustos adına bir tapınak yapıldı. Bu tapınağın «Monument Ancyranum» denen yazıtı, Lâtince'nin en üstün bir örneğidir. Avgustos Tapınağı'nın kalıntılarına bugün Ankara'da Hacı Bayram Camii'nin yanında rastlanır.
M. S. 395 yılında Roma İmparatorluğu ikiye bölününce, Ankara, bütün Anadolu gibi Doğu (Bizans) İmparatorluğunun payına düştü. İki kere İranlıların saldırısına uğradı. 646 yılından sonra Müslüman Arap'lar, An­kara'ya kadar geldiler. 654 akınında şehri ele geçirdiler ama fazla kalama­dılar. Arap'ların son akını da 931 yılında oldu. Ülkeyi ve şehri savaşarak ele geçirmek Türk'lere düştü.
TÜRK'LERİN ANKARA'YI ELE GEÇİRMESİ
1071 Malazgirt Zaferi, Türk'lere Anadolu kapılarını ardına kadar açmıştı. Ankara'nın 1074 yılında ele geçirildiği sanılıyor. Ankara, böylece bir eyalet merkezi olarak Anadolu Selçuklu Devleti'ne bağlanmış oldu. . Haçlılar, 1101 ve 1102 yıllarında Ankara'ya girdilerse de yenilerek çekildi­ler. Haçlıların Anadolu'da bulunmasını fırsat bilen Bizanslılar, geçici ola­rak Ankara'yı ele geçirmişlerse de önce Selçuklu'lara bağlı Danişment'ler, 1143'te de Selçuklu'lar şehri tekrar aldılar.
Cumhuriyet Anıtı: Ulus Meydanı'ndaki bu anıtta bulunan hey­kellerden biri, Atatürk'ü at üzerinde ve başkumandan üniforma­sıyla canlandırmaktadır. Anıtın üçgen biçimindeki tabanı üze­rinde de iki Mehmetçik'le mermi taşıyan bir Türk kadınının heykelleri vardır.
13'üncü yüzyılın ikinci yarısında Ankara, Selçuklu Devletini egemenliği altına almış olan ilhanlıların idaresine geçti. 1328'de İlhanlı'lara bağlı Eretna Devleti'nin idaresine verilen Ankara'da «Ahi» denen tüccar birliği, bir cumhuriyet kurdu. Bu cumhuriyet, Eretna Devleti'ne bağlıydı.
OSMANLI'LAR ÇAĞINDA ANKARA
Ankara, 1354'te Orhan Gazinin büyük oğlu Şehzade Süleyman Paşa (Ru­meli'ye geçen ilk kumandanlardan biridir) tarafından Osmanoğulları Dev­leti'ne katıldı. Murat I tahta geçince, bir ara elden çıktıysa da, az sonra tekrar Osmanlı şehri oldu. 28 Temmuz 1402'de Ortaçağ'ın en büyük savaş­larından biri Ankara Kalesi eteklerinde geçti. Bu büyük vuruşmada Yıldı­rım Bayezit'in Timur'a yenilmesiyle şehir, Osmanlı'ların elinden çıktı. 1403'te şehir, Timur'a bağlı olan Yıldırım'ın oğullarından Mehmet Çelebi'-
Ankara, büyük bir kesimi İç Anadolu'nun yukarı Sakarya bölü­münde, kuzeyde kalan küçük kesimi ise Batı Karadeniz bölümün­de bulunan bir ilimizdir. 30.715 km*.'lik yüzölçümü ile Konya'­dan sonra Türkiye'nin ikinci büyük ilidir. Ankara, doğuda Ço­rum, Yozgat, Kırşehir; güney-doğuda Niğde; güneyde Konya; ba­tıda Eskişehir; kuzey-batıda Çankırı illeriyle komşudur.
ANKARA'NIN NÜFUSU
Ankara'nın nüfusu, şehrin başkent olmasından sonra büyük bir artış gös­termiştir. İlk nüfus sayımının yapıldığı 1927 yılında şehrin nüfusu 74.553 idi. Bundan sonra Ankara'nın nüfus artışı şöyledir:
1935'te 534.025, 1940'ta 602.965, 1945'te 695.526. 1950'de 819.693, 1955'te 1.120.864, 1960'ta 1.321.380 ve 1970'de 2.041.658 nüfus yoğunluğu 66'dır.
ANKARA İLİNİN İDARÎ BÖLÜNÜŞÜ
İLÇE                  NÜFUSU            BUCAK (Parantez içindekiler köy veya
mahalle sayısıdır.)
Cumhuriyetimizin kurucusu ATATÜRK'ün ebedî istirahatgâhı
Merkez
114.419
Merkez
Altındağ
348.254
Merkez
Ayaş
17.581
Merkez
Bâlâ
42.206
Merkez
Beypazarı
36.435
Merkez
Çamlıdere
18.982
Merkez
Çankaya
683.210
Merkez
Çubuk
49.539
Merkez
Delice
25.942
Merkez
Elmadağ
23.852
Merkez
Güdül
18.153
Merkez
Haymana
S1.256
Merkez
Kalecik
29.784
Merkez
Keskin
40.769
Merkez
Kırıkkale
130.186
Merkez
Kızılcahamam
36.645
Merkez
Nallıhan
32.713
Merkez
Polatlı
74.366
Merkez
Sulakyurt
16.163
Merkez
Şereflikoçhisar
75.675
Merkez
Yenimahalle
175.528
Merkez
(12), Bağlum (7). (22).
(32). Karaali (14), Karakeçili (18). (41). Karaşar (10). Kırbası (10), Uruş (6).
(23). Peçenek (18). (14), Gölbaşı (30). (68). Akyurt (19), Sirkeli (17). 35). (13). (26).
(54), İkizce (6), Yenice (27). (20), Çandır (22). Hasayaz (15). (55), Çelebi (18). (25). Bahşeyh (28). (41), Çeltikçi (34), Güvem (17), Pazar (14).
(53), Beydili (15), Çayırhan (10). (43), Temelli (19), Yenimehmetli (25). (25).
(66), Ağaçören (31). (15), Kazan (31). Sincanköy (13). Yenden. (8).
N I
— K
B İ R
Anıt - Kabir, Ankara'nın güneyinde, Rasattepe'dedir. Ankara Kalesi dı­şında, şehrin en yüksek noktası burasıdır. Atatürk'ün na'şı 10 Kasım 1953'e kadar Etnografya Müzesi'nde kaldıktan sonra bu tarihte tören­le Anıt • Kabir'deki ebedî istirahatgâhına götürülmüştür. 25 Aralık 1973'de vefat eden silâh ve politika arkadaşı eski Cumhurbaşkanla­rından İsmet İnönü de Anıt - Kabir'e gömülmüştür. Anıtın temeli 9 Ekim 1944'te atılmıştı. Proje, Ord. Prof. Emin Onat ile Doç. Orhan Arda'ya aittir. Şeref Salonu'ndaki büyük lahdin mermeri tek parçadır. 42 ton olan bu mermer lahdin uzunluğu 4,20*; genişliği 1,60 m.'dir. Şeref Salonu: 20 m. yüksekliğinde, 32 m. en ve 60 m. bo­yundadır. Anıt - Kabir'in yapımında kullanılan taşlar, Çankırı çevresin­den getirilmiştir. Bu, sarı ve açık kurşunî renkte bir taş çeşididir. Bir­çok Roma anıtında aynı taş kullanılmıştır. Hem gösterişli, hem çok dayanıklıdır.
Şeref Holü'nün yan duvarları Bilecik mermerindendir. Büyük lahdin mermeri, Adana'nın Osmaniye kazasından getirilmiştir. Bu büyük mer­mer parçasını, Ankara'daki Türk ustaları işlemiştir. Türk ulusunun Atatürk'e şükranlarını belirten bu anıt, 15.000 mVlik bir alanı kaplar.
ANKARA'DAKİ ÖNEMLİ ESERLER VE ANITLAR
Ankara'nın en önemli mimarî eserlerinin başında Augustos Tapınağı ve Hacı Bayram Camii gelir. Augustos Tapınağı, 2000 yıllık bir eserdir. Hacı Bayram Camii de 14'üncü yüzyılda yapılmıştır.
Eskiden kalma camilerden Arslanhane Camii, Kurşunlu Camii, Cenabi Ahmet Paşa Camii önemli eserler arasındadır. Cenabi Ahmet Paşa Camii, Mimar Sinan'ın eseridir.
Ankara Kalesi de şehirdeki mimarî eserlerinin en eskilerindendir. 1928 yılından sonra şehirde birçok yeni ve güzel bina yapılmıştır. Bunların arasında Yeni Meclis, Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi, Hukuk Fakültesi, Gar ve Opera binalarıyla Bakanlıklar, Ulus Meydam'ndaki gökdelen, 19 Mayıs Stadyumu ve Hipodrom başta gelir. Atatürk Orman Çiftliği, Çubuk Barajı ve Gençlik Parkı, şehrin en önemli gezinti yerleridir. Şehirdeki anıtların başında Ulus Meydam'ndaki «Cumhuriyet Anıtı» gelir. Etnografya Müzesi'nin önündeki ve Zafer Meydam'ndaki Atatürk heykel­leri. Ankara şehrinin Büyük Kurtarıcısı Atatürk'e şükran duygularını belir­ten birer anıttır.
Ankara'da anıttan söz edince ilk akla gelen en büyük eser, gerçekten üs­tün bir yapı olan Anıt-Kabir'dir.
ANKARA İLİNİN COĞRAFYA DURUMU
Ankara ili, İç Anadolu Bölgesi'nin kuzey - batısına düşer. İlin toprakları
Kızılırmak ve Sakarya Nehirleriyle sulanan bir yayladır. İklimi bölge bölge farklar gösterir. Güney kesimlerde kuru ve serttir. Ku­zeyde ise Karadeniz ikliminin etkisi görülür. Bundan ötürü daha yağışlıdır. Genel olarak Ankara ilinde kışlar çok sert ve soğuk, yazlar ise' kurak ve sıcak geçer.
Ankara, tarım yönünden en önemli illerimizden biridir. İl topraklarının % 40 kadarı tarladır. En çok tahıl ekimi yapılır. Ayrı olarak baklagiller, patates, soğan gibi kuru sebze ekimine yer verilir. Kavun, karpuz, kayısı, armut, elma, erik gibi meyvalar yetiştirilir. Bunların arasında «Ankara armudu» çok ünlüdür. Ankara ilinde bağcılık da yapılır. Elde edilen üzüm daha çok şarap yapımında kullanılır. Sakarya vadisinde pamuk ve haşhaş yetiştirilir. Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük bir endüstri merkezi olmamakla be­raber çeşitli endüstri tesislerine sahiptir. Kırıkkale ilçesinde Askerî Silâh Fabrikaları, Makina-Kimya Kurumu tesisleri vardır. Ayrıca çimento, traktör, bira, kumaş, çini fabrikaları da Ankara ilinin endüstri kolları ara* sındadır.
Ankara, yurdun ve dünyanın her yanına hava ve karayoluyla bağlıdır. Türk yolcu uçakları, günün her saatinde Ankara'ya inip kalkarak başkentimizi yurdun öbür bölgelerine bağlar. Esenboğa Havaalanı, yabancı uçakların da uğrak yeridir. Karayolu ve demiryolları da Ankara'yı hem yurdun, hem de dünyanın öbür şehir ve ülkelerine bağlar.
40
ANKARA'NIN MÜZELERİ
Ankara'nın Etnografya ve Arkeoloji Müzeleri çok zengindir. Salonları binlerce değerli Jarihî eser ve kalıntılarla doludur. Arkeoloji Müzesi binası Fatih Sultan Mehmet'in Sadrâ­zamlarından Mahmut Paşa'nın eski bedestenidir (kapa-hçarşı). Restore edilerek bugünkü duruma getirilmiştir. Bu müze, Hitit eserleri yönünden dünyada tek­tir. Son yıllarda Türk Tarih Kurumu ve yabancı arkeoloji enstitülerinin yaptığı kazılarda bulunan ve Hitit'­lerle ilgili birçok kalıntı bu müzeye toplanmıştır.
ÖZELLİKLERİ TİFTİK KEÇİSİ — Soyu, Orta Asya yaylasından gelmedir. Anadolu'ya Selçuklular yaymıştır. Ankara iklimiyle iyi uyuşmuş, Orta Asya ke­çisinden büsbütün ayrı bir cins meydana gelmiştir.
ANKARA TAVŞANI — Tiftik keçisi gibi Ankara tavşanı da çok ünlüdür. Tüyü uzun olup parlak kürkü çok aranır.
ANKARA KEDİSİ — Van kedisi cinsidir. Tüyleri beyaz ve uzun gözleri iki renklidir. Çok nazlı olur. Avcılık pek bilmez. Bir salon süsü gibidir.
ANKARA BALI — Ankara'nın iklimi arıcılığa çok elve­rişli olduğu için elde edilen bal lezzet koku ve beyazlığı yönünden büyük ün sağlamıştır. ANKARA ARMUDU — İki cinstir. Kış armudu yuvarlak ve sert kabukludur. Kış ortasında yumuşar ve yene­cek duruma gelir. Öteki yumuşak sulu ve kokuludur. Mevsiminde yenir.
nin idaresindeydi. 1404'te kardeşi İsa Çelebi Ankara'yı kuşattı ama ala­madı. 1406'da ağabeyleri Emîr Süleyman geçici olarak Ankara'yı ele geçirdi.
1413 yılında Mehmet Çelebi'nin Osmanlı birliğini sağlayıp Mehmet adıyla hükümdar olduktan sonra Ankara yüzyıllarca Osmanlı idaresinde kaldı.
Fatih çağına kadar Ankara, «Anadolu Beylerbeyliği» denilen çok geniş Türk topraklarının merkezi oldu. Merkezin Kütahya'ya taşınmasından son­ra da birçok «Beylerbeyi» Ankara'da oturdu.
CUMHURİYET ANKARA'SI
Mustafa Kemal Paşa «Heyeti Temsiliye Reisi» olarak 27 Aralık 1919'da Ankara'ya geldi. 23 Nisan 1920'de Türkiye Büyük Millet Meclisi büyük tö­renle Ankara'da açıldı. Kurtuluş Savaşı'mız, Ankara'dan idare edildi. Ankara, 13 Ekim 1923'te Türkiye'nin başkenti olarak Meclisçe onandı ve 16 gün sonra 29 Ekim 1923'te Cumhuriyet, Ankara'da kuruldu.
ANKARA'NIN GELİŞMESİ
Su ve ağaçtan yoksun, bir zamanlar kazandığı bayındır durumunu kaybet­miş olan Ankara, 1928 yılında H. Jansen'in projesine göre yeniden yapıl­maya başlandı. 1929 - 1936 yılları arasında Çubuk Barajı kurularak şehir suya ve yeşilliğe kavuşturuldu. Bundan sonra hızla modern bir şehir ola­rak kalkınan ve gelişen Ankara'nın nüfusu birdenbire arttı, İzmir'i geçerek İstanbul'dan sonra Türkiye'nin ikinci şehri oldu.
\
«ANKARA»
A D I
NEREDEN
GELİYOR?
Ankara çevresinde yapılan arkeolojik araştırmalar, bu bölgenin çok eski çağlardan beri insanların oturduğu bir yer olduğunu göstermiştir. Türk'­lerden önce şehrin adı «Ankyra, Ancyre» idi. Bu adın gemi çapası anla­mına «anker» den gelen Frikçe bir kelimeden çıktığı söylendiği gibi. Yu­nanca koruk ve hıyar anlamlarına «aghuridha» ve «anguri» den geldiği de savunulmuştur. Şehrin adını Farca «engür = üzüm» le ilgili bulanlar da vardır.
Arap'lar ve Türk'lerin uzun yıllar «Engûriye, Engürü» diye adlandırdıkları şehir, son çağlarda «Ankara» olarak söylenegelmiştir. Batılılar, şehre son yıllara kadar «Angora» demişlerse de, şimdi onlar da Ankara olarak yaz­maktadırlar.