BURSA ÇİÇEKÇİLER

BURSA ÇİÇEK GÖNDERMEK VE DİĞER ÇİÇEKLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Gül Buketi

siparis


Sandıkta Güller

siparis


Güzel Bir Buket

siparis


Kalpte Güller

siparis


Tek Kutuda Gül

siparis


Cam vazoda Güller

siparis

BURSA İLGİLİ YAZILAR

BURSA Çiçek , BURSA Çiçekçi , BURSA Çiçekçilik , BURSA Çiçekçiler , BURSADE Çiçekçi , BURSA Çiçek yolla , BURSA Çiçek gönder , BURSA Çiçek siparişi , BURSA Çiçek satışı , BURSADAKİ Çiçekçiler, BURSA Online çiçekçi,

                          DİĞER İLLER İÇİN ÇİÇEK SİPARİŞİ VERİN

 

Çiçekçi Menüsü
Bu bölümde internet üzerinden çiçek siparişi gönderebilir ve göndereceğiniz şehir hakkında bilgi edine bilirsiniz.

ANKARA Çiçek Gönder
---------------------------------
İZMİR Çiçek Gönder
---------------------------------
ESKİŞEHİR Çiçek Gönder
---------------------------------
İSTANBUL Çiçek Gönder
---------------------------------
BURSA Çiçek Gönder
---------------------------------
ANTALYA Çiçek Gönder
---------------------------------
ADANA Çiçek Gönder
---------------------------------
MERSİN Çiçek Gönder
---------------------------------
KONYA Çiçek Gönder
---------------------------------
SAMSUN Çiçek Gönder
---------------------------------
DENİZLİ Çiçek Gönder
---------------------------------
GAZİANTEP Çiçek Gönder
---------------------------------
KAYSERİ Çiçek Gönder
---------------------------------
KOCAELİ Çiçek Gönder
---------------------------------
İZMİT Çiçek Gönder
---------------------------------
EDİRNE Çiçek Gönder

Şu an BURSA ÇİÇEK bölümündesiniz bu bölümde BURSA ile ilgili bilgi bulabilir ve BURSA ÇİÇEK gönderebilirsiniz

çiçekçi

BURSA İLGİLİ BİLGİLER - BURSA ÇİÇEKÇİLİK

Osmanlı Türkleri Devleti'nin ikinci başkenti olan ve o çağlardan kalma tarihî eserlerin zengin-ligiyle Bursa, yurdumuzun en sevimli ve en önemli İllerinden birisidir. Yeşil rengin binbir deği­şiklik gösterdiği bir ovanın kenarında yayılıp serpilen şehrin arkasında birdenbire yükselen Uludağ ve yılın her mevsimini karlarla kaplı yüksek doruğu dünyanın en ilginç tablosunu meydana getirir.
Verimli topraklarından tarım ürünlerinin her çeşidiyle dünyanın en nefis meyvaları elde edilen Bursa, yurdumuzdaki ipek endüstrisinin de merkezidir. Eski çağlardanberi bilinen sayısız şifalı kaplıcaları ve kış sporları için son derece elverişli Uludağ, bütün il çevresine eşsiz bir turistik değer kazandırırlar. Günün her saatinde, İstanbul gibi büyük bir merkeze deniz, hava ve karayollarıyla bağlantılı olması, Bursa'nın turistik değerini arttıran bir başka özelliktir.
Bursa şehrinin kurucusu (Bi-tinya) Krallan'ndan Prusias II (M.Ö. 2'nci yüzyıl)'dıri
Şehir, eski çağlarda kurucu­sunun adıyla bağdaştırılarak «Prusa» diye andırdı. Pru-sias'ı şehri kurmaya yönelte­nin ise Romalılarla yaptığı' bitmez tükenmez savaşlar sonunda yenilerek Bitinya Kralı'na sığman Kartacalı ünlü komutan Anibal olduğu söylenir.
Bugünkü Bursa adı, «Prusa» kelimesinin Türkler tarafın­dan değişik bir ağızla söyle*] nişinden başka bir anlam ta­şımadığı kesinlikle ortaya çıkmıştır.
BURSA İLİNİN TARİHİ
Anadolu siyasî birliğinin kurucuları olan Hitit'lerin imparatorluk sınırları bugünkü Bursa ili topraklarını da içine alıyordu. (M. ö. 20-M.Ö. 12'nci yüzyıllar). Bu imparatorluğun çöküşünü izleyen yüzyıllar içinde Frikya'-lılar (M. Ö. 12- M. Ö. 7'nci yüzyıl), Lidya'lılar (M. Ö. 670- M. Ö. 547), İran'lı Pers'ler (M. Ö. 555 - M. ö. 331) Büyük İskender'in Makedonya İmparatorluğu (M. ö. 356 - M. ö. 323) ve Bergama Krallığı (M. ö. 263 - M. ö. 133) sırasıyla bölge üzerinde egemenlik kurdular. Bergama'lılar çağında merkezi bugünkü izmit'te bulunan bağımsız (Bitinya) Kralları da zaman zaman bu bölgeyi ellerine geçirmişlerdi, işte bugünkü Bursa şehrinin ilk kurucusu
(M.Ö. 2'nci yüzyıl) da Bitinya kral­larından Prusias ll'dir. Bergama Devleti'nin sona ermesi üzerine' (M.Ö. 130) bölge, krallığın geri ka­lan bütün topraklarıyla birlikte Roma. İmparatorluğu'nun sınırları arasına katılmıştır. Roma'nın Batı ve Doğu
İmparatorlukları'na ayrılması (M. S. 395) üzerine bütün Anadolu'yla birlikte Bursa ve çevresi de Bizans'ın payına düşmüştür.
Roma ve Bizans çağlarında Bursa ve çevresi Bitinya Eyaletinin toprakları arasında yer alıyordu. İmparator Justinianus (M. S. 6'ncı yüzyıl) bütün Anadolu'yla birlikte Bursa şeh­rini de hızla kalkındirdi. Şehirde birçok saray ve hamam kurdu. Ama Hıristiyanlığın ünlü merkezlerinden biri olan İznik'in (Nikaia) yanıbaşında yer alan Bursa yine de ikinci de­recede bir şehir olmaktan kurtulamadı.
Türklerin Bursa topraklarına girişleri, Malazgirt Zaferi (1071) 'nden sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şah'ın birbirin iizleyen fütuhatıyla gerçekleşmiştir (1080). Ama bu durum çok sürmemiş, şehir Bizanslılar tarafından geri alınmıştır. Bursa ve çevresinin kesinlikle Türk'lerin eline geçmesi ancak 246 yıl sonra mümkün olmuştur.
Selçuklu Türk Hükümdarı Alâeddin Keykubat I. (1219 . 1236) zamanında doğudan gelen ve Oğuz'ların Kayı boyuna bağlı.Türk'lere bugünkü Söğüt kasabası yöreleri «yurtluk» olarak (Daha önce Ankara'nın kuzey batısındaki Karacadağ bölgesi) bağışlanmış, başla­rında bulunan Ertuğrul Bey ise Bizans'a karşı «Uç Beylğii» ile görevlendirilmişti. Kısa bir süre içinde Selçukklu hükümdarlarının güvenini kazanan Ertuğrul Bey'in ölümü üzerine yerine oğlu Osman Bey geçti (1281). Bu yıllarda gittikçe güçlerini kaybeden Sel­çuklu hükümdarlarına karşı bağımsızlığını ilân eden (1299) Osman Bey, ülkesine yeni yeni topraklar katarak Osmanlı Türk Devleti'nin de kurucusu oldu. Osman Bey, Karaca-hisar, inegöl, Bilecik ve Mudurnu gibi birçok şehri ele geçirdi. Bizans'ın Anadolu'daki önemli merkezlerinden birisi olan Bursa'yı ölümünden sonra oğlu Orhan Bey (1281 -1362) fethetti (1326). Uzun bir kuşatmadan sonra şehri teslim alan Orhan Bey, bu sıralarda ölmüş bulunan babasının cenazesini ilk başkent olan Söğüt'ten getirip (vasiyeti üzerine) ikinci kez gömüldüğü Bursa'yı Osmanlı Türk Devleti'nin başkenti yaptı. Orhan Beyin ve ondan sonra Osmanlı tahtına geçen Murat I. (1326-1389] ve Yıldırım Bayezit (1360 - 1403)'ın yerli halka son derece iyi davranışlarıyla Bursa hızla gelişti. Ya-nıbaşındaki tarihî İznik (Nikaia) günden güne gerilerken Bursa, devletin en önemli bir kültür merkezi durumunu aldı. Yıldırım Bayezit Ankara Meydan Savaşı'nda yenilgisi (1402) üzerine Bursa da Timur ordularının yağmalarına uğramaktan kurtulamadı. Yakılan, yıkılan.şehirle birlikte hükümdarların hazineleri de yok edildi. Bu üzücü olaydan sonra bir süre de Yıldırım'ın oğulları arasında geçen kargaşalık döneminde (Karışıklı Devri) ağır zararlar gördü. Çelebi Mehmet'in (1413-1421) Anadolu'daki Türk birliğini yeniden sağlamasından sonra Edirne askerlik yönünden önemli bir merkez durumuna getirilirken devletin ikinci başkenti durumunda kalan Bursa da hızla onarılıyordu. Murad II (1404-1451) zamanında iyiden iyiye genişleyen imparatorluk sınırları içinde, savaş bölgelerin­den uzak bir iç şehir durumunu alan Bursa'nın nüfusu 100.000'i aşmış, dünyanın en ün­lü ipek sanayii merkezi durumuna ulaşmıştı.
BURSA İLİYLE İLGİLİ BAZI RAKAMLAR
Yüzölçümü
Nüfusu
Nüfus Yoğunluğu
11.043 km2.
847.884 (1970 sayımına göre)
KmVye 76 kişi
BURSA İLİNİN İDARÎ BÖLÜNÜŞÜ
İLÇE                 NÜFUS
Merkez            379.484
BUCAK (Parantez içindekiler mah. veya köy sayısıdır).
Merkez (43), Çalı (17), Demirtaş (10), Görükle (17), Gürsü (44), Soğukpınar (9). Merkez (21), Armutlu (6). Merkez (76), Tahtaköprü (20). Merkez (40). Merkez (65). Merkez (37). Merkez (23), Zeytinbağı (14). Merkez (55), Çaltılıbük (17), Devecikonağı (20), Söğütalan (19). Merkez (51), Büyük Orhan (46), Harmancık (26). Merkez (24). Merkez (61).
Gemlik
İnegöl
İznik
Karacabey Keleş Mudanya
M. Kemal-Paşa.
Orhaneli
34.796
80.778
34.104 58.466 20.956 25.481
84.216
51.687
Orhangazi Yenişehir
31.632 46.284
Fatih'in Bizans İmparatorluğumu ortadan kaldırması (1453) gibi büyük çapta tairhî bir olay üzerine devletin merkezi de İstanbul'a alındı. Böylece kalabalık halk kütlelerinin ve hemen bütün bilginlerin İstanbul'a taşınmaları yüzünden Bursa gün geçtikçe önemini kaybetmeye başladı. Fatih'in ölümünden sonra tahta geçen Bayezit II'ye karşı ayaklanan Cem Sultan bir aralık Bursa'ya girdi (1481). Hükümdarlığını ilân eden Cem Sul­tan, kendi adına hutbe okutturup para bastırdıysa da 18 gün sonra şehri terketmek zorunda kaldı.
Bundan sonraki yüzyıllarda, Celâli ve Abaza Hasan Paşa ayaklanmalarına sahne olan (17'nci yüzyıl) Bursa, en büyük yıkıntıya 1855 depreminde uğradı. Yıkılan tarihî anıt ve camilerin birçoğu sonradan onarıldı. Osmanlı İmparatorluğu çağında merkezi Kütahya'da bulunan Anadolu Bey­lerbeyliği (Genel Valilik)'ne bağlı 14 sancaktan birisi de bugünkü Bursa şehriydi. Daha sonraki yüzyıllarda yapılan çeşitli idarî değişikliklerden sonra kurulan geniş sınırlı Hüdavendigâr (Murat l'in adıyla bağlantı kuru­larak) ilinin merkezi Bursa oldu (1867).
Yakın tarihimizde Bursa ile ilgili en önemli olay, Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra yurdumuza saldıran Yunan'lıların, bu güzel şehrimizi de ele geçir­meleridir (9 Temmuz 1920). Bu üzücü olay karşısında halkımızın duygula­rına paralel olarak Büyük Millet Meclisi'nin Başkanlık kürsüsü üzerine çe­kilen siyah örtü, 2 yıl, 2 ay ve 2 gün yerinde kaldı. Kurtuluş Savaşı'mızla sağlanan büyük zafer üzerine kahraman ordularımız Bursa'ya girdikleri gün (12 Eylül 1922) Büyük Millet Meclisi'ndeki siyah örtünün yerini ay-yıl-dızlı şanlı bayrağımız almıştır.
BURSA İLİNİN COĞRAFYA KONUMU VE DURUMU
Bursa ilinin büyük bir parçası, Marmara Bölgesi'nin Güney Marmara böl. lümünde yer alır. İlin kuzey kesimi Marmara Denizi'yle kuşatılmıştır. Kuzeydoğu kesiminde İstanbul iline bağlı Yalova, Kocaeli iline bağlı Ka-
ramürsel ve Gölcük ilçeleri yer alır. Doğuda Bilecik, güneyde Kütahya, batıda Balıkesir illeriyle sınırlıdır.
Bursa ili toprakları bütün Marmara Bölgesi'nde raslandığı gibi doğu-batı doğrultusunda birbirini izleyen birçok çukurluktan meydana gelir. İlin ku­zey kesimindeki Gemlik Körfezi'yle İznik Gölü arasındaki çukurluk bunla­rın en önemlisidir. Ulubat (Apolyont) Golüyle Bursa, Yenişehir ve İnegöl ovaları ise öteki çukurlukları meydana getirir. Bu alanlar, yükseklikleri çok olmayan eşiklerle birbirlerinden ayrılırlar, ilin kuzey kesiminde Sa­manlı Dağı, Gemiç Dağı (1283 m.) ve Katırlı Dağı (1295 m.) yer alır. Bursa Ovası'nın güneyinde ise Marmara Bölgesi'nin en yüksek kütlesi durumunda olan Uludağ (2543 m.) yükselir.
BURSA İLİNİN İKLİMİ
Bursa ili genellikle Akdeniz ikliminin etkisi altındadır. Ama bu iklim, Ege Bölgesi kadar sıcak olmayıp daha ılımlıdır. Ovanın güney kesimindeki il merkezinde en sıcak ay ortalaması 24°,2 derece, en soğuk ortalaması ise 5°,4 derecedir. Yıllık ortalama sıcaklık ise 14°,4 derecedir. İlin yıllık yağış ortalaması 725 mm. dir. En çok yağışlı günler kış ayları içindedir.
BİTKİ ÖRTÜSÜ
İlin Marmara Denizi kıyılarındaki alçak yereyleri, bodur ağaçlar durumun­daki Akdeniz makileriyle kaplıdır. Güney kesimindeki Uludağ etekleri ise 1000 metreye kadar yayvan yapraklı ağaçlarla örtülüdür. Bu yükseltiden başlayan iğne yapraklı bitki örtüsü dağın 1800-1900 m. yüksekliklerine kadar devam eder.
BURSA İLİNİN AKARSULAR!
İlin en önemli akarsuyu, Bursa Ovası'nı sulayan Nilüfer Çayı'dır. Ulu-
TO
J — — —-— — — — — _ —mim. —" — — 3. — — J. ——
dağ'dan çıkan ve birçok kolla beslenen bu akarsu, Susurlu Çayı'yla bir­leştikten sonra Marmara Denizi'ne dökülür. İnegöl ve Yenişehir Ovaları'-ndan geçen Kocasu ise Sakarya Nerhi'yle Karadeniz'e akar. İl çevresin­deki İznik Gölü (298 km.2) yurdumuzun beşinci büyük gölüdür. Bu gölün artan suları Garsak Suylu yoluyla Gemlik Körfezi'ne akar. Ulubat (Apolyont) Gölü (134 km2) Bursa ilinin ikinci büyük gölüdür. Bunlardan başka Uludağ üzerinde de Karagöl, Aynalı Göl ve Kilimli Göl adlarıyla anılan küçük buzul gölleri vardır.
EKONOMİ — TARIM — HAYVANCILIK
Bursa, eski çağlardanberi ipek böcekçiliğinin geliştiği bir ilimizdir. Yur­dumuzda ipek böcekçiliği yapan 2530 köyden 50'si Bursa ili sınırları içindedir. Bir başka deyimle yurdumuzda ipek böcekçiliği yapan 60.370 ailenin 1/4'ü yani 18.655'i Bursa'dadır. Bundan Ötürü Bursa ilinde ipekli dokumacılığı çok gelişmiştir.
Sunî İpek ve Viskoz Fabrikaları'yla iki büyük otomobil fabrikası (Murat ve Renault) en önemli endüstri kurumlarıdır. Bu arada, havlu dokumacılığı yanısıra dericilikte tuğla, kiremit, araba ve karoseri (otobüs kaassı) yapı­mı, her çeşit çakı, bıçak ve hediyelik eşya işleri geliştirilmiş bir durum­dadır.
Bursa ili, tarım yönünden de zengin ve vermili topraklara sahiptir. İnegöl, Karacabey ve Yenişehir Ovaları'nda 80,000 hektar civarındaki tarlalara ekilen tohumdan 146.000 ton buğday elde edilmiştir (1971 yılına göre). Bursa Ovası ise ayçiçeği ve tütün gibi endüstri bitkilerinin yetiştiği ve­rimli topraklardır. Gemlik Körfezi kıyılarıyla Mudanya - Tirilye arasındaki kıyı şeridi üzerinde yurdumuzun en nefîs sofralık zeytinleri elde edilir. Sebzecilik ve meyvacılık ta Bursa'nın birinci derecede önemli bir gelir kaynağıdır. Başta Bursa'nın ünlü şeftalisi olmak üzere elde edilen kesta­ne, kiraz, vişne ve ayva gibi meyvalar büyük merkezlere gönderilir. Nefîs Bursa şeftalileri son yıllarda turfanda olarak ve konserve edilerek yabancı ülkelere de satılmaya başlanmıştır. Hayvancılık alanında Bursa, Merinos, koyunlarıyla ünlüdür. Karacabey Harası'nın bu alandaki üretimin ıslah ve geliştirilmesindeki payı pek büyüktür.
BURSA İLİNDEKİ TARİHÎ ANIT VE YAPILAR
Osmanlı Türk Devleti'nin kuruluş çağıyla ilgili en -önemli eserler, impa­ratorluğun büyük başkenti Bursa'da yer alır. Şehri fetheden (1326) Orhan Gazi (Saltanatı: 1324-1362), kendi adıyla anılan ve sonradan onarılan ilk camiin de kurucusudur. Çekirge'deki Murat I. (Saltanatı: 1360.1389) Camii ise camiyle medresenin bağdaştırılmasından meydana getirilen bir yapı­dır. Ama Bursa'da bu çağlardan kalan en ünlü eserler muhakkak ki Yıldırım Bayezit (1389-1402) tarafından yaptırılan iki camidir. Yıldırım Bayezit'in hükümdarlık yıllarında başlanılan (1395) cami, sonradan oğlu Mehmet I tarafından bitirilmiştir. 49X45 m. çapındaki bu camiin 16 köşeli şadırva-nıyla eşsiz değer taşıyan elyazmaları pek ünlüdür. Yıldırım'ın ikinci eseri, şehrin doğu kesiminde kendi adıyla anılan camidir. Sağlığında yarıda kalan bu camii de oğullarından Musa Çelebi bitirmiştir. Mermer işçiliği yönün­den değerli bir sanat eseri olan bu cami, 1855 depreminden sonra onarıl­mıştır. Yıldırım'ın oğlu Mehmet I (Saltanatı: 1413-1421) adına Hacı ivaz Bey tarafından yaptırılan Yeşil Cami ise Bursa'nın en ünlü yapısıdır. Du­varları 2 m. yüksekliğe kadar altışar köşeli yeşil ve mavi renkli çinilerle kaplıdır. Bu çiniler ve 15 m. yükseklikteki çinili mihrabıyla bu cami, dünya sanat eserleri arasında üstün bir değer taşır. Fatih'in babası Murat II (Sal­tanatı: 1421 • 1451) tarafından yaptırılan (1447) Muradiye Camii de çi­nilerinin güzelliğiyle ünlü bir eserdir. Bursa'da padişahların yaptırdıkların­dan ayrı olarak sayılamayacak kadar çok cami vardır. Bunların en ünlüle­rinden biri, tanınmış Türk' bilginlerinden ve Yıldırım'ın damadı Emir Sul-tan'ın kendi adıyla anılan camiidir.
Bursa'da bu ünlü camilerin yanısıra Osman Gazi, Orhan Gazi, Murat I, Bayezit I, Mehmet I ve Murat II gibi padişahlarla Fatih'in şehzadelerinden Mustafa ve Cem Sultan'ın türbeleri de yer alır. Bunlar arasında «Yeşil Türbe» adıyla anılan Mehmet I türbesi, yeşil rengin çinicilik sanatında ulaştığı ölümsüzlüğün üstün bir anıtı değerindedir.
Bütün duvar ve süslemeleri yeşil ve mavi çinilerin renk ahengiyle
dünyanın ünlü sanat eserleri arasında üstün yer alan Çelebi Meh­met Vin «Yeşil Türbe» adıyla anılan türbesinin iç görünüşü.
ULUDAĞ
Tarihî Bursa şehriyle bütün Marmara Bölgesi'nin en yüksek doruğunu çizen Uludağ, dünyanın hiçbir yerinde eşine rastlanmayan bir güzel­lik tablosu çizerler. Ovada başlayıp düzenli ve tatlı bir meyille yük­selen bu kocaman kütlenin uzaktan görünüşü son derece gözalıcıdır. Karatepe'de 2543 metreyi bulan başdöndürücü yükseklik, beyaz kar yığınları, yeşil çam ormanları ve pırıl pırıl güneş ışınlarının kaynaştığı bir masal dünyasını, andırır.
Eski çağlarda «Olimpos» adıyla anılan bu dağ, Türk egemenliğine baş eğdiği yıllara (1326) kadar Hıristiyan keşişlerinin (rahiplerinin) barın­dıkları manastırla ünlüydü. Bundan ötürü Osmanlı Türkleri, Marmara Bölgesi'nin bu kocaman kütlesine «Keşiş Dağı» adını verirlerdi. Keşiş Dağı, Cumhuriyet çağında kesinlikle «Uludağ» adını aldı (1925). Kuzeybatı - güneydoğu doğrultusunda olan Uludağ'ın Bursa Ovası'na bakan kuzey yanı, tatlı bir eğimle yükselir. Orhaneli .yönündeki güney yüzü ise dik bir duvar biçimindedir. Uludağ'ın kuzey yüzünde Sarı-alan, Kirazlı, Sobran ve Kadı yaylaları yer alır. Dağın taban uzunluğu 40 km., genişliği ise (Bursa Ovası'yla Nilüfer Çayı'nın yukarı çığırı arasında) 15-20 km. kadardır.
Uludağ, kış aylarında doğruğundan yamaçlarına kadar uzayan kar yığınlarıyla kış sporları için son derece elverişlidir. Dağın çeşitli ke­simlerinde otel ve moteller bulunduğu gibi son yıllarda işletmeye açılan «Teleferik» tesisleriyle tırmanma güçlükleri de ortadan kaldı, rılmıştır.