KAYSERİ ÇİÇEKÇİLER

KAYSERİ ÇİÇEK GÖNDERMEK VE DİĞER ÇİÇEKLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYINIZ

Gül Buketi

siparis


Sandıkta Güller

siparis


Güzel Bir Buket

siparis


Kalpte Güller

siparis


Tek Kutuda Gül

siparis


Cam vazoda Güller

siparis

KAYSERİ İLGİLİ YAZILAR

KAYSERİ Çiçek , KAYSERİ Çiçekçi , KAYSERİ Çiçekçilik , KAYSERİ Çiçekçiler , KAYSERİDE Çiçekçi , KAYSERİ Çiçek yolla , KAYSERİ Çiçek gönder , KAYSERİ Çiçek siparişi , KAYSERİ Çiçek satışı , KAYSERİDEKİ Çiçekçiler, KAYSERİ Online çiçekçi,

                          DİĞER İLLER İÇİN ÇİÇEK SİPARİŞİ VERİN

 

Çiçekçi Menüsü
Bu bölümde internet üzerinden çiçek siparişi gönderebilir ve göndereceğiniz şehir hakkında bilgi edine bilirsiniz.

ANKARA Çiçek Gönder
---------------------------------
İZMİR Çiçek Gönder
---------------------------------
ESKİŞEHİR Çiçek Gönder
---------------------------------
İSTANBUL Çiçek Gönder
---------------------------------
BURSA Çiçek Gönder
---------------------------------
ANTALYA Çiçek Gönder
---------------------------------
ADANA Çiçek Gönder
---------------------------------
MERSİN Çiçek Gönder
---------------------------------
KONYA Çiçek Gönder
---------------------------------
SAMSUN Çiçek Gönder
---------------------------------
DENİZLİ Çiçek Gönder
---------------------------------
GAZİANTEP Çiçek Gönder
---------------------------------
KAYSERİ Çiçek Gönder
---------------------------------
KOCAELİ Çiçek Gönder
---------------------------------
İZMİT Çiçek Gönder
---------------------------------
EDİRNE Çiçek Gönder

Şu an KAYSERİ ÇİÇEK bölümündesiniz bu bölümde KAYSERİ ile ilgili bilgi bulabilir ve KAYSERİ ÇİÇEK gönderebilirsiniz

çiçekçi

KAYSERİ İLGİLİ BİLGİLER - KAYSERİ ÇİÇEKÇİLİK

Kapak: Karli tepeleriyle heybetli bir görünüşü olan Erciyeş, Kayseri'ye ayrı bir güzellik verir.
KAYSERİ ADI NEREDEN GELİYOR?
Bugünkü Kayseri şehrinin 2 km. güney-ba-tısında «Mazaca» ya da «Eusobia» adlarıyla anılan eski çağların ünlü bir ticaret merke­zi vardır. Bu adın Kapadokya Krallan'ndan Mosoch'un adıyla bağlantılı olduğu kabul edilir. Kapadokya'yı bir Roma eyaleti duru­muna getiren İmparator Tiberius, büyük Roma İmparatoru Augustus'a bir saygı gö­revinde bulunmak amacıyla şehre «Caesa-rea» adını verdi. O çağlarda Roma'lılann Doğu Roma, Kuzey Afrika ve İspanya'da «Kayserin Şehri» anlammda «Caesarea» di­ye andıkları 17 şehir daha vardı. Araplar bu şehre «Kayseriya» Türkler «Eskişehir» derlerdi. Osmanlı Türkleri çağında resmî yazılarda Arap'lara uyularak «Kayseriye» diye geçen şehrin adı, Cumhuriyetin ilânın­dan sonra halk arasında yaygın olan deyişle «Kayseri» biçiminde kesinleşti.
Geniş bir yaylanın, ortasında, kocaman kütlesi ve keskin çizgileriy­le birden yükselen Erciyeş Dağı'nın yer aldığı topraklar, Kayseri İlimizin sınırları içindedir. Coğrafya yönünden taşıdığı bu ilginç durumun yanısıra çok eski çağlara kadar derinleşen zengin tarihiy­le Kayseri, yurdumuzun en önemli illerinden biridir. Eski çağlar-
danberi birçok işlek yol kavşağının üzerinde bulunan Kayseri, yüz­yıllar boyunca bütün İç Anadolu'nun en canlı bir ticaret merkezi durumunda kalmıştır. Bugün de bu özelliğinden birşey kaybetme­miş olan şehir, iş ve ticaret yeteneği kuşaktan kuşağa geçen uya­nık, zeki ve çalışkan insanların yaşadığı bir ilimiz olarak ünlüdür.
gerçekten de: «Okuma, yazma bilmiyorum, ama Kayseri'Uyim!» ekerlemesinde görülen zarif taşlamayla halkımız, bu sevimli in­anların zekâ ve becerikliliklerini pek güzel değerlendirmiştir, lugün de ticaret, sanayi ve tarım alanlarında önemli bir yeri bu-unan Kayseri, gün geçtikçe geliştirilen nefis pastırma ve sucuk-arıyla yurt sınırlarını aşan bir üne sahiptir.
İelçuklu Türkleri çağından kalan eserler yönünden, Konya'dan onra eti zengin şehrimiz Kayseri'dir. Tarihî anıtların yanısıra son ıllarda meydana getirilen yapılar ve acıtan geniş caddelerle şehir nodern bir çehre kazanmıştır.
i'arihî değeri, zengin folkloru ve kış sporları için son derece elve-işli olan Erciyeş Dağı'yla Kayseri, turistik yönden parlak gelece­ğe sahip bir ilimizdir.
yenilgiye uğradılar (1277). Ama Sultan Baybars birkaç gün sonra tek­rar ordusuyla çekilip gidince Kayseri, yeniden ilhanlı'lar adına Genel Valileri Eretna Bey tarafından ele geçirildi (1343). Şehir bu devletin Sivas'tan sonra ikinci başkenti durumuna getirildi. Kayseri ve dolayları, Kadı Burhanettin'in bir savaşta ölmesiyle Osmanlı Hükümdarı Sultan Bayezİt I (Yıldırım) tarafından fethedildi (1398), Timur'un Ankara Meydan Savaşı'nda Yıldırım Bayezit'i yenmesinden (1402) sonra Kayseri, Karamanoğulları, Mısır - Suriye Türk - Memlûk Devleti ve Dulkadıroğulları arasında birçok defa el değiştirdi. Sonunda Sâfevî Hükümdarı Şah İsmail'i ağır bir yenilgiye uğratan Yavuz Sultan Selim, Çaldıran dönüşünde birçok doğu ve güney iliyle birlikte Kayseri'yi de kesinlikle Osmanlı İmparatörluğu'na. kattı (1515). Kayseri'de bu ta­rihten sonraki en önemli olaylar, Karayazıcı Halim adıyla anılan «Celâli (haydut) İsyanı» (1600) ile Abaza Hasan kuvvetlerinin ayaklanmasıdır (1624). Her iki olay da çetin çarpışmalardan sonra hükümet kuvvetleri tarafından güçlükle bastırılabildi. Osmanıl Türkleri çağında, Konya Bey­lerbeyliği (geniş sınır ve yetkili iD'nin yedi sancağından birisi olan Kay­seri, Tanzimat'tan sonra Ankara Eyaleti'ne bağlandı. Cumhuriyettin ilâ­nından sonra bütün sancaklar (İl ve ilçe arasında idarî kuruluşlar) il kuru­luşuna getirilince Kayseri de aynı adla anılan ilin merkezi oldu.
KAYSERİ İLİNİN COĞRAFYA KONUMU VE DURUMU
Kayseri, İç Anadolu Bölgesi'nin Kızılırmak bölümünde yer alan bir ili­mizdir. Toprakları kuzey - doğu ve doğuda Sivas, güney - doğuda Maraş, güneyde Adana, batıda Niğde ve Nevşehir, kuzeyde Yozgat illeriyle sı­nırlıdır.
İlin derin vadilerle yarılmış yüksek yaylalarında dağ kütleleri ve sıra­dağlar göze çarpar. Bu dağ kütlelerinin en önemlisi bütün İç Anadolu'nun en yüksek noktası durumunda olan Erciyeş Dağı (3917 m.)'dır. 3800 km2.'-lik bir alanı kaplayan ve tabanı 72 km. çapında kocaman bir daire biçi­minde olan bu kütle, kuzey - batı, güney - doğu doğrultusunda alçak bir alanla iki bölüme ayrılır. Tekir Yaylası diye anılan bu alçak alanın doğu­sunda kalan bölümü Koç Dağı, batısındaki ise Erciyeş'tir. Sönmüş bir yanardağ olan Erciyeş üzerinde buzul aşındırmalarıyla meydana gelen iz­lere rastlanır. Bugün bile küçük çapta bir buzul yığınıyla Erciyeş, yurdu­muzun en ilginç dağlarından birisidir. Jeolojik yapısıyla bazalt ve andezit­lerden meydana gelen kütle içinde kum ve tüfler de yer yer göze çarpan maddelerdir.
Erciyeş kütlesinin kuzeyinde Kayseri Ovası, güneyinde Develi Ovası yer alır. 1.400 - 1.500 m. yükseklikte bulunan bu düzlükler, Kızılırmak ve kollarının açtığı derin vadilerle kaplıdır. Develi Ovası kesiminde ba­taklıklara rastlanır. Sultan Sazlığı adıyla anılan yer, bu bataklıkların en genişlerinden birisidir.
İlin doğu ve güney - doğu kesimleri Uzun Yayla'ya kadar devam eden Korumaz ve Hınzır Sıradağları'yla, kuşatımlıştır. Çörünşek Yöresi adıyla anılan çukur alan, bu dağları paralelleri olan Köşkerli ve Kepekli Dağ-ları'ndan ayırır, ilin daha güney - doğu kesiminde ise Samantı yöresini izleyen Toroslar yer alır.
KAYSERİ İLİNİN İKLİMİ
Orman örtüsü bakımından çok zayıf olan Kayseri ilinde genellikle step (bozkır) iklimi yaygındır. Yazlar sıcak ve kurak; kışlar ise soğuk ve karlı geçer. İl merkezinde yıllık sıcaklık ortalaması 10,3 derecedir. Yaz ve kış ayları arasında büyük sıcaklık farkları göze çarpan Kayseri ilinde yıl­lık yağış tutarı 367 mm.'dir.
İLİN AKARSULARI
Kayseri ilinin en önemli akarsuları Kızılırmak'la Seyhan Nehrine kan­san Samantı Çayı ve bunlara dökülen dere ve sulardır. Kızılırmak'a akan­ların en önemlisi, Kayseri Ovası'nın ortasından geçen Karasu'dur. Sey­han Nehri'nin en büyük kolu olan Samantı Çayı, Uzunyayla'dan doğar. Bir süre Kayseri ilinin sınırları İçinde aktıktan sonra Adana toprakla­rında Seyhan Nehri'ne karışır.
ilin en önemli gölü, Sarıoğlan ilçesi yakınlarındaki Tuzla Gölü'dür. De­niz düzeyinden 1.138 m. yükseklikte ve 23 km2, yüzölçümünde olan bu göl, Hınzır Dağları'nın batı yamaçlarından gelen akarsularla beslenir. Dışarıya akıntısı olmayan gölün suyu çok tuzludur. Yaz aylarında suları çekilen göl üzerinde kaıln bir tuz birikintisi meydana gelir. Kurulan bir işletme ile bu tuz birikintileri toplanıp artırılarak Kayseri'nin ve yakın illerin tuz ihtiyacı karşılanır.
KAYSERİ İLİNDE EKONOMİ, TARIM VE HAYVANCILIK
Endüstri gelişmesi bakımından 67 ilimiz arasında, 9'unculuğu alır. Başlıca
[AYSERİ İLİNİN TARİHİ
I merkzei Kayseri şehri ve çevresi, İç Anadolu Bölgesi'nin en eski yer-sşme yörelerinden birisidir. İl merkezinin kuzey - doğu kesiminde Kara-öyük ya da Kültepe adıyla anılan yerde, M. ö. 25'inci yüzyıldan kaldığı anılan ve çivi yazılar taşıyan tabletlere rastlanmıştır. Bunlar ve yine ehrin yakınlarında ele geçen daha başka kalıntılardan Kayseri ve çev-ssinin Hitit İmparatorluğu sınırları içinde yer aldığı anlaşılmaktadır. Ba-il'liler (M. Ö. 2100 • 539) ve Asur'lular (M. ö. 2000 • 612) da egemen-klerini bu topraklara kadar genişlettiler. Kızılırmak yayının güneyinde alan bu böülmde Kapadokya Krallığı adıyla kurulan (M. 6. 380) dev-st, dörtyüz yıl kadar devam ettiyse de bu süre içinde Anadolu'da ege-ıenlik sağlayan çeşitli kavimlere baş eğmekten kurtulamadı. Böylece ütün Anadolu gibi önce Büyük İskender'in fütuhatıyla Makedonya İm-aratorluğu'nun (M. ö. 334), daha sonraları da bu devletin parçalanma­kla Selevkos (Asya Krallığı) nın egemenliği altında kaldı.
ioma'lıların Kayseri yöresini ele geçirmeleri M. O. 1'inci yüzyıla rastlar, apadokya Devleti'nin 15 kralına, daha sonra da Roma'lıların aynı adla nılan eyaletine başkent olan «Mazaca» ya da «Eusobia» şehri, bugünkü merkezi Kayseri'nin hemen yakınında ve güney - batı yönünde yer lıyordu. Şehir, Kızılırmak boylarından, Karadeniz kıyılarından ve Toros eçitlerinden gelen yollar üzerinde önemli bir ticaret merkezi durumun-aydı. Bu yüzden doğudan gelen birçok saldırıyla karşılaştı. rmeni Kralları'ndan Tigren II tarafından yapılan bir saldırıda (M. ö. 7) ağır yıkıntılara uğradığı gibi nüfusunun 400.000'e çıktığı bir çağ-a da Sâsanî (iran) Hükümdarı Şapur'un şehre girişi son derece kanlı e yıkıcı oldu.
.nadolu'da Hıristiyanlığın ilk yerleşme merkezlerinden birisi olan Euso-ia (Mazaca)'daki putataparlıkla ilgili bütün eserler, imparator Theodosius arafından yokedildi. Şehir, sonradan İmparator Justinianus zamanında eniden onarılarak etrafı surla çevrildi. Eski çağların bu bayındır şehrin-en, bugün birkaç hamam künkünden başka hiçbir iz kalmadığı gibi şim-Iki Kayseri'nin bulunduğu yere niçin ve ne zaman taşınıldığını belirten nemli bir bilgi de yoktur.
oma imparatorluğu'nun ikiye ayrılması (M. S. 395) üzerine Kayseri üresi de bütün Anadolu'yla birlikte Bizans (Doğu RomaJ'ın payına üstü. Bu dönemde ve 7'nci yüzyıldan başlayıp Bizans (İstanbul) üzerine kınlar yapan Müslüman Arap'lar, Kayseri'yi de 690, 726, 729 ve 732 ıHarında dört defa ele geçirdiler.
ayseri ve çevresi, Alp Arslan'ın Bizans'lılara karşı kazandığı Malazgirt aferi (1071)'den kısa bir süre sonra Türk'ler tarafından fethedildi, ehri ele geçiren Tursan Bey adındaki Türk kahramanı, bu toprakları lelik Danişmend Ahmet Gazi'nin hükümetine kattı. Kendisi de yörenin aliliği görevini aldı. Ama bir süre sonra şehit düşmesi üzerine yerine ümüş Tigin Gazi geçti (1094). Kayseri ve çevresinin en parlak çağı, elçuklu Türkleri'nin egemenlikleri zamanıdır. Bu süre içinde Kayseri, jrk'lerin en büyük merkezlerinden birisi durumuna geldi. Kılıç Ars­ın II ülkevi 12 oğlu arasında paylaştırdı (12'nci yüzyıl sonları).
öylece Kayseri ve çevresi Sultan Nurettin Şah'ın payına düştü. Ama ardeşler arasında birçok çekişmeye ve el değiştirmeye sahne olmak-m kurtulamadı. Sonunda büyük Selçuklu Hakanı Alâeddin Keykubat I ıhta geçince (1020), Kayseri yeniden onarıldı, şehrin surları peki sti­ldi. Gıyasettin Keyhusrev zamanında yine önemli 'onarmalar gördü. »43 yılında İlhanlı'lar, Anadolu'nun büyük bölümünü ele geçirerek slçuklu Türkleri'ne baş eğdirdiler. İlhanlıların baskısından kaçan yerli ilkin kışkırtmaları üzerine Mısır .- Suriye Türk - Memlûk Hükümdarı jltan Baybars Anadolu üzerine yürüdü, ilhanlı'lar Elbistan'da ağır bir
T75
-endüstri kuruluşları: Sûmerbank Bünyan Yünlü Dokuma Fabrikası, Kayseri Bez Fabrikası, Şeker Fabrikası, Yem Fabrikası'dır. Ayrıca bir meyva suyu bir kontrplâk, bir plâstik işleme, üç sabun ve bir deterjan fabrikası vardır. Topraklarının % 25'i tarla, % 16'si nadas, % 17'si çayır - otlak, % 1'i or­man, % 3 u bağ - bahçe, % 38'i tarım dışı alandır. Buğday üretimi ortala­ma 330.000 tondur. Çavdar 200.000 ton, arpa 115.000 ton, patates 110.000 ton, şeker pancarı 170.000 ton, üzüm 150.000 ton, sebze 50.000 ton, elma 26.000 ton dolayındadır.
Hayvancılık Kayseri'de çok gelişmiştir. Pastırmalarının ünlü, ülkemzi sı­nırlarını aşıp dış dünyaya yayılmıştır. İlde, ortalama 950.000 koyun, 210.000 kıl keçisi, 4.000 tiftik keçisi, 260.000 sığır, 16.000 manda, 15.000 at, 50.000 eşek, 2.000 katır. 800.000. tavuk bulunur. Özellikle pastırma yap­mak için Doğu Anadolu'dan canlı hayvan getirtilir. 37.000 kadar arı kovanı .yardır.
KAYSERİ İLİNDEKİ TARİHÎ ANITLAR
Anadolu'da kurulan gelmiş geçmiş Türk devletlerinden kalma eserlerin en büyük zenginlikle yer aldığı ilimiz, Konya'dan sonra Kayseri'dir. İl merkezindeki en eski Selçuklu yapısı, Hoca Hasan Medresesi'dir (1193). Bundan önceki çağların ilk eseri ise Danişmend'liler zamanında yapılan
ve 1750 m2.'lik yer tutan Ulu Camidir. Cami ve yanındaki Melik Gazi Medresesi 12'nci yüzyılda yapımlış, sonradan Selçuklular tarafından onarımlıştır. (1205) Türk kahramanlarından Muzafferettin Mahmut'un kızı Atsız Elti Hatun tarafından yaptırılan (1210) Külük Camii de Kayseri'deki tarihî eserler arasında önemli bir yer alır.
Çifte Medreseler adıyla anılan Gıyasiye ve Şifaiye Medreseleri ise Gıya-settin Keyhusrev I tarafından yaptırılmıştır (1206). Birincisi o çağlara göre tıp fakültesi, ikincisi ise fakülteye bağlı hastane olarak kullanılan değerli eserlerdir. Medrese, cami, imaret (aşevi)':hamam ve bir de tür­beden meydana gelen külliye (site) ise Alâeddin Keykubat l'in eşi Mahperi Sultan (Hand Hatun) tarafından yaptırılmıştır (1238). Hacı Kılıç Medre­se ve Camii (1250), Vezirlerden Sahip - Atâ Fahrettin Ali tarafından yap­tırılan (1267) Sahâbiye Medresesi ön duvarlarının süslemeleriyle ünlü bir yapı olarak pek değerli bir sanat eseridir. Bunlardan başka İlhan­lılar ve Eretnaoğulları zamanından kalan Köşk Medresesi'yle birçok küm­bet (türbe); Dulkadıroğulları'ndan kalan Hatuniye Medresesi (1432), Kayseri'deki tarihî eserler arasındadır. Osmanlı Türkleri çağında Mimar Sinan tarafından yapılan (1585) Hacı Ahmet Paşa Camii (Kurşunlu Cami) ve Lala Paşa Camii de ünlü sanat eserleridir. Vezirhanı (17'nci yüzyıl) ve Pamukhanı da Osmanlı Türk mimarlığının Kayseri'deki örneklerinden ikisidir.
Kayseri'deki evlerin birçoğ eski eserleri arındırmakla
u dış görünüşleriyle
<T
nrlikte yakın çağla-
roı yapılandır. Aşağıdaki
resimde, Kayserinin
Germir Kövunde
kaldırım
taşları ve evleriyle
İlginç bir sokak görülüyor.
KAYSERİ'YLE İLGİLİ BAZI RAKAMLAR
Yüzölçümü
: 16.917 km3.
Nüfusu
: 598.693 (1970 sayımına flöre)
Nüfus Yoğunluğu
: KmVye 35 kişi
Kayseri ili, hızla artan nüfusuyla Türkiye'nin 9'un>
cu ve İç Anadolu
Bölges
'nin de 4'üncü büyük
şehridir.
KAYSERİ İLİNİN
İDARİ BÖLÜNÜŞÜ
İLÇE
NÜFUS
BUCAK (Parantez içindekiler köy veya mah. sayısıdır.)
Merkez
268.482
Merkez (15),
Erkilet (14), Hacılar (4), Himmetdede (11), Bağyurdu (12), Güneşli (16), Talaş (14).
Bünyan
48.069
Merkez (26), Akkışla (14), Elbaşi (12).
Develi
57.031
Merkez (28). Taşçı (22),
Felahiye
20.325
Merkez (12), Çukur (5)
İncesu
23.071
Merkez (16).
Pınarbaşı
51.423
Merkez (45), Kaynar (18), örenşehir (19), Pazarören (34),
Sarıoğlan
20.059
Merkez (17).
Sarız
23.305
Merkez (38),
Tomarza
37.450
Merkez (31), Toklar (23).
Yahyalı
29.650
Merkez (23),
Yeşilhisar
19.828.
Merkez (19).